Malatya – Elazığ – Bingöl – Tunceli Planlama Bölgesi, 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı, Plan Açıklama Raporu, Plan Hükümleri ve Plan Araştırma Raporu hakkındaki düşüncelerimi ve gelişmeleri geçmiş haftalardaki yazılarımda belirttim.

Planın ikinci askı süresi Kasım ayının ilk günü sona erdi. Yasal süresi içerisinde, oluşturulan komisyon, mümkün olduğu kadar Elazığ’ın gerçek durumunu yansıtan plan düzeltmelerini hazırladı. Hazırlanan bu komisyon raporu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından Bakanlığa gönderildi.

Komisyonun on dört sayfalık raporu ve ekleri Elazığ’ın geleceği açısından oldukça önemlidir. Sanırım komisyonun nelere itiraz ettiğini bir daha hatırlamakta fayda var. Ana hatları ile sıralayacak olursak;

 

  1. Elazığ Merkez için öngörülen Kentsel Gelişme Alanı yetersizdir hatta mevcudu dahi yansıtmamaktadır. Elazığ da yeni yapılan Güney Çevre yolunun güney kesiminde bulunan bölgelerden şu anda bile imarda bulunan yerler olmasına rağmen buralar Kentsel Gelişme Alanı olarak ilgili paftalarda (K42 paftası) yer almamaktadır.
  2. Elazığ’ın en önemli konut gelişme bölgelerinden biri Şahinkaya ve Sarıçubuk bölgeleridir. Hatta Şahinkaya Köyü merkez mahalle olma yolundadır ve imarı vardır. Hatta bu bölgeye komşu 38. Mahallemiz çayda çıra mahallesi olarak belediye meclisi tarafından onaylanmıştır. Bu gelişmeler rağmen, mevcut TOKİ’lerde dahil kentsel gelişme alanının, tarım arazisi gösterilmesi şehir merkezinin gelişmesi önünde büyük bir engeldir.
  3. Fırat Üniversitesi’nin şehir merkezinde olması bir avantajdır. Yerleşimi üniversitemizin öğrenciler tarafından tercih edilmesinde önemli bir etkendir. Bu nedenle mevcut üniversite toprakları korunmalıdır.
  4. Büyük Alan Kullanımı gerektiren Kamu Kuruluşu Alanı ilimizde yeterince tasarlanmamıştır. 2040 yılına kadar yapılmış bir öngörüde bu tür kamusal alanların olmaması planlamada önemli bir zafiyet olarak karşımıza çıkmaktadır.
  5. Konut dışı kentsel çalışma alanları tekrar gözden geçirilmelidir.

 

Bir memleketin layık olduğu yere gelebilmesi için önce geleceğinin doğru ve vizyoner öngörülmesi gerekir. İlk askıya çıkan çevre düzeni planında çok önemli zafiyetler bulunmakta idi. İkinci askıda, bunların birçoğunun yine mevcut olduğunu gördük. Askı süresi bir ay gibi kısa bir zaman olsa da Çevre ve Şehircilik Müdürlüğümüzün öncülüğünde komisyon üyeleri ciddi bir rapor ortaya koymuşlardır.

Ciddi bir rapor dedim, çünkü sadece söz ile değil, memleketimizin geleceği ile ilgili olduğunu bildiğimiz bu raporun tamamı bilimsel veriler ışığında ve istişareler sonucunda hazırlanmıştır.

Bu rapor hazırlandı, bitti, imzalar atıldı ve bakanlığa gönderildi. Bitti mi şimdi? Tamam mı? Yapacak başka bir şey kalmadı mı? Aslında her şey raporun bakanlığa gitmesiyle başlamalıdır. Komisyon raporundaki isteklerin, çevre düzeni plan ve paftalarına işlenmesi için bu evrakın takip edilmesi gerekiyor. Kimin takip etmesi lazım? Elbetteki siyasi iradenin. Milletvekilleri deyin, belediye başkanı deyin vb… Takip edilmiyor demiyorum (açıkçası böyle önemli bir konuda buna ihtimal dahi vermek istemiyorum) ancak kamuoyuna hiçbir bilgilendirme yapılmaması endişelere yol açmaktadır.

Komisyonda bulunmam hasebiyle, ilgili vatandaş nerede görse konuyu açıp, çevre düzeni planının hangi aşamada olduğunu öğrenmek istiyor. Teknik açıdan komisyonun elinden geleni yaptığını, bu sorunun ise siyasilere sorulması gerektiğini ısrarla ifade ediyorum.

İlgililere vatandaşlarımız adına sormak istiyorum: “Çevre Düzeni Planı ve Paftaları ile ilgili düzenlemeler Bakanlık ve müellif firma düzeyinde takip ediliyor mu?” Takip ediliyorsa, çalışma hangi aşamadadır? Komisyonun talep ettiği düzenleme ve düzeltmeler yapılmış mıdır?