İnşaat sektörünün en hareketli mevsiminin başladığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla hata ve eksikliklerde artık aşikâr olmaktadır. Özellikle yaz mevsiminde betonun davranışı değişmekte ve bununla beraber dikkat edilmesi gereken hususlar artmaktadır.

Yapıların inşası; projesi, malzemesi, işçiliği ve kontrolüyle bir bütündür. Bunların hangisinde bir eksiklik veya hata meydana gelirse diğerlerini de olumsuz etkiler.

2000’li yılların başına kadar inşaat mühendisleri genellikle (neredeyse herkes) statik ve betonarme hesapları el ile yapıyorlardı. El ile hesap zordu çünkü uzun zaman alıyordu. Ancak mühendisler sistemi tanıma şansı buluyorlardı. Bilgisayarların yaygınlaşması ile beraber hesaplar için hazır paket programlar kullanılmaya başlanıldı. Zaman açısından önemli kazanımlar elde edildi. Ancak teknoloji bizi kontrolü altına almaya başladı.

Bilgisayar ve bilgisayar programlarının kullanımını elbette destekliyoruz ancak inşaat mühendisinin beynini bilgisayar programcılarına kiraya vermesini kınıyoruz. Sözü söyleyince ispatı gerekir. İspatı, anlayana ve görene birçok yapıda ve inşaatta mevcuttur.

Yazacaklarım belki teknik olacak ama anlaşılacağını biliyorum. Sıvılaşma riski olan zeminlerde yani, deprem sırasında sıvı gibi davranıp binaların devrilmesini veya toprağa batmasına izin verebilecek zeminlerde, bodrum yapılmaması veya kısmi bodrum yapılmasını bilgisayar programları destekliyor. Çünkü program depremlerden sonra ilgili bölgeleri gezip dersler çıkaramıyor, deprem raporları okuyamıyor. Bunu söylediğimizde yönetmelik veya standartta böyle bir şey yazmadığı ifade edilebiliyor. Burada amaç kanunun açıklarını mı belirlemek yoksa depreme dayanıklı binalar mı inşa etmektir?

Dünya literatürüne Türkiye’deki yapı hasarlarıyla girmiş bir diğer önemli konuda yapılarda zemin kattan sonra yapılan çıkmalardır. Gelişmiş ülkelerin hiçbirinde göremeyeceğiniz bu yapı elemanı ülkemizde ve ilimizde hiç tereddüt edilmeden yapılmaktadır. Çıkma yapıldığında kolonlar kirişe tek bir yönden bağlanmaktadır. Bu statiğe sahip bir kolonun deprem davranışı PAKET PROGRAMLARIN hesapladığı gibi olmayacaktır.

Depremlerin yavaş yavaş hafızamızdan silindiğini yeni projelerde betonarme perde kullanılmamasından da anlamak mümkündür. Birçok projenin mühendislik yorumlarından uzak olduğunu üzülerek inşaatlarda görüyoruz.

Özellikle balkonlara konulan ve döşeme hariç yapıyla hiçbir bağlantısı olmayan (zımbalamaya maruz) kolonların, bilgisayar yıkılmaz(!) dediği halde depremlerde ne davranışlar göstereceğini maalesef hep beraber yaşayacağız.

Demek ki, depreme dayanıklı yapı iyi bir proje ile başlamaktadır. Yerinde kullanılan malzeme ve işçilik ne kadar iyi olsa da bazı proje hatalarını örtmeleri mümkün değildir.

Yaz mevsimindeki önemli problemlerimizden biri de betonun bakımı konusudur. Beton ne kadar iyi hazırlansa da, içindeki bileşenleri ne kadar kaliteli olsa da dökümü ve bakımı sırasında ilgili kurallara uyulmaması istenilen beton dayanımının elde edilmesini engelleyecektir. Bu nedenle özellikle yaz mevsiminde betonun sulanması (kür edilmesi) büyük önem taşımaktadır. Beton dayanımının hesaplanan değere ulaşmaması, milli servetten kayıp anlamına gelmektedir.

İnşaat mühendisinden mimara, kalıpçıdan demirciye, boyacıdan bekçiye, müşteriden emlakçıya, belediyeden bakanlığa herkesin önemli sorumlulukları vardır. Herkesin payına düşene omuz vermesi dileğiyle…