Bazı sorunlar vardır; çözülmesi zor, bazı sorular vardır; cevaplamayla bitmez, bazı öncelikler vardır; değişmez. Kentsel dönüşüm ülkemizin en büyük problemidir. Çünkü deprem dayanımı yetersiz yapı stoku ortadan kaldırılmadıkça rahat nefes almak mümkün değildir. Bu olumsuz duruma bir de yeni inşa edilen deprem dayanımı yetersiz yapılar eklenince, maalesef iş çığırından çıkmaktadır.

Bitmez tükenmez sorular var: Hazır beton mu kaliteli? Yoksa yerinde dökme beton mu? Bu soru tükenene kadar bizde cevap vermekten bıkmayacağız. Kesinlikle ve kesinlikle beton dökümünde hazır beton kullanılmalıdır. Yerinde dökme beton hem dayanımı düşük hem de pahalı olmaktadır.

Bizim değişmeyen önceliğimiz: can güvenliğidir. Ekonomi, mühendislikte daima ikinci planda kalmıştır. Yapının işletme maliyetleri de düşünüldüğünde, yerinde dökme betonun ekonomik olması imkânsız hale gelmektedir.

Hem dayanıksız hem de pahalı olan bir yöntem niye tercih edilir anlamak mümkün değildir. Buna bahane olarak bazen kırsal bölgelerdeki konut inşaatları gösterilmektedir. Hazır beton santralleri uzak olan yerlere beton götüremeyebilirler. Öyle ise, malzemesini kendisi tartarak alan ve daha sonra malzemeleri karıştırarak beton elde eden transmikserler vardır. Bu araçlar, kırsal bölgelerde kullanılabilirler. Yani yerinde dökme hazır beton kullanılmalıdır.

Kırsal bölge demişken, biliyorsunuz deprem olan Kovancılar İlçemizin köylerinde deprem konutları yaptırılmaktadır. Buradaki yapılar ilgili herkesin kanuni ve vicdani sorumluluğu altındadır. Bu konutlarda hazır betondan başka beton kullanılması, deprem konutlarının amacına ulaşmaması anlamına gelmektedir.

Ülkemizin ve bölgemizin kırsal bölge şartları ortadadır. Projeler ve fikirler, bu şartlar dikkate alınarak üretilmeli ve uygulanmalıdır. Mükemmel olarak nitelendirilen projelerde bile uygulamada sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Bu sıkıntılar, ilgili kurum ve kişilerle paylaşılırsa çok uygun çözümler bulunacağı kanaatindeyim. Bir kişinin her şeyi bilmesi mümkün değildir. Ancak her problemi çözebilecek birilerinin olduğunu bilenler, gerçek bilge kişilerdir.

Beton, ilk hazırlandığı zaman, akıcı bir kıvama sahiptir. Akıcı haldeki bu beton, taze beton olarak isimlendirilir. Daha sonra beton donar ve sekil verilemez hale gelir, nihai durumunu almış bu beton sertleşmiş beton olarak ifade edilir.

Taze ve sertleşmiş beton için farklı beklentiler söz konusudur.

Taze betonda aranan özellikler:

  1. İşlenebilme özelliği, uygun kıvam
  2. Uygun su/çimento oranı
  3. Taze betonun sıcaklığı
  4. Agrega maksimum tane büyüklüğü
  5. Homojenlik, kıvam kaybı, hava miktarı
  6. Birim ağırlık

 

Sertleşmiş betonda aranan özellikler:

  1. Dayanım (basınç, çekme, yarılma mukavemetleri)
  2. Geçirimsizlik, aşınmaya dayanıklılık
  3. Donma ve çözülmeye dayanıklılık
  4. Isı ve ses yalıtımı
  5. Estetik (dış yüzey görünümü)
  6. Ekonomi

 

Yukarıda ifade edilen özelliklerin hemen hiçbirini, yerinde dökme betonla sürekli sağlamak mümkün değildir. Hazır betonda bütün malzemeler tartılarak beton hazırlanmaktadır. Yani imalat hesaplara uygundur. Yerinde dökme betonda herhangi bir tartım yapılmamaktadır. Tartı işleminin olmadığı bir yerde hesaba uygunluktan bahsetmek mümkün müdür?

Betonda en önemli dayanım özelliklerinden biri su/çimento oranıdır. Bu oranla ilgili bir kontrol (göz kontrolü yapılmaktadır ancak işe yaradığı henüz görülmedi) yapılması, yerinde dökme betonda mümkün değildir. Bu kontrolün olmadığı betonun uygun üretilmesi de mümkün değildir.

Yerinde dökme beton en fazla bir kerede 250 desimetreküp üretilmektedir. Hazır betonda ise en az 8 metreküp (8000 desimetreküp) beton üretilmektedir. Dolayısıyla üretimin, sadece hacmi bile dikkate alınsa, hazır betonla birlikte hata oranı 32 kat azalmaktadır.

Sonuç olarak şunu söylemek mümkün; hazır betonun üstünlüğü tartışılmaz ve özellikle can güvenliğinin söz konusu olduğu konut tipi yapılarda hiçbir sebeple, yerinde dökme betonun taşıyıcı sistem elemanlarında kullanılması uygun değildir.

Bugüne kadar olan oldu. En azından bundan sonra bu konuya dikkat edelim. Duyanların duymayanlara, bilenlerin bilmeyenlere anlatması dileğiyle…