Deprem sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın ortak problemidir. Ülkemizde, aktif fay kuşakları üzerinde yer aldığı için, geçmişte birçok defa yıkıcı depremler yaşamıştır. Türkiye Alp-Himalaya Kuşağı olarak adlandırılan her yıl dünyada meydana gelen depremlerin yaklaşık %25’inin oluştuğu bu bölgenin en tehlikeli kesiminde yer almaktadır. Bu tehlike cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana kendini hissettirmiştir. 1924 yılında Pasinlerde meydana gelen depremde 310 kişi hayatını kaybetmiş, 4300 bina ağır hasar görmüştür. Yine 1930 yılında Hakkâri sınırında meydana gelen depremde 2514 kişi hayatını kaybetmiş, 3000 bina ağır hasar görmüştür. Bu depremler sonucunda yaşanan büyük kayıplar zamanın yetkililerini harekete geçirmiştir. Bu çalışmalar sonucunda, afet yönetmeliklerinin yanı sıra yapılan en önemli çalışma “İdeal Cumhuriyet Köyü” planlamasıdır. Çünkü ilk afet yönetmeliği, “Zelzele Mıntıkalarında Yapılacak İnşaata Müteallik Ahkâm ile Birlikte Bilumum İnşaata Ait Teknik Normları”, adı altında 1935 yılında yayınlandığı sıralarda İdeal Cumhuriyet Köyü Planının da hazırlık çalışmalarının sürdürüldüğü anlaşılmaktadır.

İdeal Cumhuriyet Köyü planı, 1937 yılında hazırlanmıştır. Planı, Prof.Dr. Afet İNAN’a, Trakya Umumi Müfettişi General Kazım DİRLİK vermiştir. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de çok beğenerek incelediği ve uygulanmasını istediği ancak bu isteğin takibi için ömrünün yetmediği bu plan, maalesef o zaman yapılamadığı gibi yıllar geçtiği halde bu ideale ulaşmak mümkün olmamıştır. İlk planın üzerinde iki not dikkati çekmektedir: “Trakya Umumi Müfettişliği tarafından bastırılmıştır”, “Her hakkı mahfuzdur”. Yine ilk planın üzerinde fiyatının yirmibeş kuruş olduğu ve Ahmet İhsan Basımevi’nde hazırlandığı yazmaktadır. Bu plan, Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyeleri arasında yer alan Prof.Dr. Afet İNAN tarafından, küçültülerek fakat aynı renklerle Türk Tarih Kurumunda bastırılmıştır. Prof.Dr. Afet İNAN, bu plana, “Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı 1933”, isimli kitabının ekler bölümünde yer vermiştir. Hatta yazar, İdeal Cumhuriyet Köyü Planını, yeni köy planları yapılırken istifade edilir ümidiyle İmar ve İskân Bakanlığına da zamanında vermiştir.

İdeal Cumhuriyet Köyü Planını, imar ve şehircilik, deprem ve ekonomi bilgilerinin, sosyal yaşam, çağdaşlık ve öngörünün harmanlandığı bilimsel bir tez olarak adlandırmak sanırım yerinde olacaktır. Yapıların yerleşimindeki tasarım oldukça dikkat çekicidir. Modernize edildiği taktirde şehir merkezlerinde rahatlıkla uygulanabilecek bir imar söz konusudur. Bir köy için gerekli her türlü detay düşünülmüştür. Planda da yer alan tesisler şunlardır: Okul ve tatbikat bahçesi, öğretmen evi, halk odası, köy konağı, konuk odası, okuma odası, konferans salonu, otel-han, çocuk bahçesi, köy parkı, telefon santrali, köy gazinosu (radyolu), sosyal kurumlar, ziraat ve el işleri müzesi, gençler kulübü, hamam, etüv makinesi, köy yunak yeri, cami, revir, kooperatifler, köy dükkânları, spor alanı, damızlık tavuk-tavşan-arı istasyonları, damızlık ahır, kanara (mezbaha), mandra, değirmenler, fabrika, asri mezarlık, hayvan mezarlığı, kireç-taş-tuğla-kiremit ocakları, yonca ve hayvan pancar tarlası, koruluk, köy gübreliği, fenni ağıl, ebe ve sağlık korucusu, tarımbaşı, hayvan sağlık korucusu, kolektif fidanlık, Pazar yeri ve köy zahire loncası, aşım durağı, panayır yeri, okul, su deposu, artezyen ve selektör binasıdır. Günümüzle kıyaslayacak olursak, ideal cumhuriyet köyünde internet salonuna kadar hemen her yapı mevcuttur. Ancak plan uygulanmadan önce, yerel şartların göz önünde bulundurulması ve çeşitli revizyonların yapılması yerinde bir çalışma olacaktır.

İdeal Cumhuriyet Köyü planını sadece deprem konusunda atılmış bir adım olarak görmek oldukça dar bir bakış açısıdır. Bu planlar aynı zamanda sosyal ve ekonomik birer proje niteliğindedir. İdeal cumhuriyet köyleri sayesinde belli bir bölgedeki köyler bir araya toplanacak, modern tarım ve hayvancılıkla uğraşan köyler oluşturulacak, göçler önlenecek hatta kentlerden köylere dönüşler başlayacaktır. Deprem olmadan alınacak tedbirler, ülke ekonomisi ile beraber toplumun sosyal yapısı üzerinde de olumlu etkiler yapacaktır.

Depremlerin sonucundaki yıkıcı etkilerin azaltılması hatta engellenmesi ancak deprem dayanımı yüksek yapılar inşa etmekle olacaktır. Bu çalışma, hem kentlerde hem de köylerde yapılmalıdır. Bu arada mevcut, deprem dayanımı yetersiz yapı stoku unutulmamalıdır. Bu yapı stoku, şehirlerde ve kırsal bölgelerde dönüşüm ve yenileme projeleri düzenlenerek, mümkün olan en kısa zamanda azaltılmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Bu projeler hazırlanmadıkça, Türkiye büyük-küçük her depremde maddi ve manevi kayıplar yaşamaya devam edecektir.

Deprem konusunda ülkemizin atacağı ilk adım, TÜDES’in (rkiye DEprem Staratejisi) belirlenmesi olacaktır. TÜDES iki ana bölümden oluşmalıdır. Birinci bölüm; il ve ilçe merkezlerinin, ikinci bölüm; köy ve kırsal kesimlerin deprem stratejisidir. TÜDES’in birinci bölümünde 81 il ayrı ayrı ele alınmalıdır. Her ilde üniversitenin, valiliğin veya belediyenin başkanlığında kentsel dönüşüm platformları oluşturulmalıdır. İkinci bölüm olan Köy ve kırsal kesimler içinde aynı çalışmalar yapılmalı ve bu çalışmalara özellikle muhtarlarda dâhil edilmelidir. Birinci ve ikinci bölüm çalışmaları aynı anda yürütülmelidir. Elbetteki bu çalışmalar uzun soluklu, zahmetli çalışmalardır. Ancak unutmamak gerekir ki, milletlerin tarihinde yıllar çok çabuk gelir geçer, nesiller çoğalır ve insanlar göçüp giderler. Fakat milletler yaşar ve medeniyetlerin eserleri kalır ve bu eserler vatan topraklarına damgalarını vururlar. Ülkemiz topraklarına depremlerin değil, deprem performansı yüksek yapıların damgasını vurması dileğiyle…

 

Kürşat Esat ALYAMAÇ

Fırat İnşaat Müh. Dernek Bşk.

 

cumhuriyet köyü