6306 sayılı kanunun vatandaşa bakan yönü ile de ilgilenmek lazım. Bu kanunu hep ülke faydası anlamında ele alıp, yorumlar yaptık ancak bu faydaların elde edilebilmesi için kanunun vatandaşa ne getirdiği iyi anlatılmalıdır.

 

Ülkemizde de ilimizde de on binlerce yapının deprem dayanımının yetersiz olduğunu biliyoruz. Belki çok yaklaşık olduğunu düşünebilirsiniz ama 2000 yılından önce yapılmış binaların hepsi deprem karşısında az ya da çok risk içermektedir. Ülkemizde yapı denetim sistemi 2011 yılına kadar sadece pilot illerde uygulanmıştır. Maalesef bu çok çok gecikmiş uygulama deprem dayanımı yetersiz yapı stokunu beraberinde getirmiştir.

 

Devletin tüm bu binaları bir kerede yenilemesinin düşüncesi bile mümkün değildir. Ancak 6306 sayılı yasanın önemli bir başlangıç olduğunu görmek lazım. Bu kanun nedir? Vatandaşa ne getirir?

 

Elazığ’ın merkez mahallelerinin birinde tek daireli, dört katlı yığma binada oturan vatandaşlarımızı ele alalım. Ortalama bir daire fiyatının 60.000 TL olduğunu kabul edelim. Maddi değeri bir yana en önemli problem vatandaşlarımızın aileleriyle beraber deprem dayanımı yetersiz evlerde yaşamalarıdır (Deprem öldürmez, bina öldürür, sözünü lütfen unutmayalım!). 6306 sayılı yasa kapsamında vatandaşımız evini, kira yardımı da alarak, esnek geri ödemeli kredi ile yenileyebilir. Yenilenen evin değeri, eski değerinin en az iki katı kadar artacaktır. Böylece hem maddi anlamda hem de geceleri deprem korkusuz rahat bir uyku anlamında çok önemli kazançlar sağlanacaktır.

 

Bu faydaların bir adım öteside bulunmaktadır. Örneğin, Sürsürü de, Abdullah Paşa da, yirmi-otuz yıl önce yapılmış siteler bulunmaktadır. Deprem dayanımı yetersiz bu yapılarda yaşayan vatandaşlarımız 6306 sayılı kanundan faydalanarak, üstelik kredide kullanmadan evlerini yenileyebilirler. Çünkü zamanında 5 katlı yapılmış bu yapılar 6306 sayılı yasa çerçevesinde 5’den daha yüksek katlı yapılabilmektedir. Bu da şu anlama gelir. Vatandaş binasını müteahhide verir, kendisi de binası bitene kadar kira yardımından faydalanır. Binası bittiğinde kendisi dairesini alır, müteahhit ise elde ettiği fazla daireleri satarak ticaretini yapmış olur.

 

Aslında gönlümüzden geçen binaların yenilenmesi değil, mahallelerin yenilenmesidir. Geniş caddeler, parklar ve otoparkları ile yaşanabilir bir şehir 6306 sayılı kanunun esas amacıdır. Ancak görülen o ki, maalesef kentsel dönüşüm merkez mahallelerde binaların yenilenmesi şeklinde olacak. Depremden sonra Van’da yaşananları düşünürsek, sadece binaların yenilenmesine de razı olacağız gibi görünüyor.

 

6306 sayılı kanun,

sinekten yağ çıkarma,

köşeyi dönme fırsatı,

rantın tepe noktası, değildir…

 

6306 sayılı kanun, vatandaşın geleceğe güvenle bakabilmesi için, devletin vatandaşının yanında ve hizmetinde olmasıdır.

 

Vatandaşlarımız konu ile ilgili, merak ettikleri her türlü bilgiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığının resmi internet sitesinden (http://www.csb.gov.tr/gm/altyapi/) ulaşabilirler.

 

Kendiniz için, aileniz için, Elazığ’ımız için, Türkiye’miz için bir şey yapalım; 6306 sayılı kanun kapsamındaki kentsel dönüşüme sahip çıkalım, anlayalım ve uygulayalım…