İnşaat işleri birkaç maddeye indirgenemeyecek kadar çeşitlidir ama konut inşaatlarının, yapım işlerinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu ifade etmek yerinde olacaktır. Bu nedenle yazımız konut inşaatları üzerine yoğunlaşmaktadır.

Tüm işlerde olduğu gibi özellikle inşaatlarda da en önemli konulardan biri iş ve işçi güvenliğidir. Her yıl hiç küçümsenmeyecek sayıda işçi kazalarda yaralanmakta veya hayatını kaybetmektedir. Bu durumdan işçi ile beraber iş verende büyük zarar görmektedir. Bu tür istenmeyen durumların önüne sadece, “inşaata girmek tehlikeli ve yasaktır”, tabelaları ile geçmek mümkün değildir. Hatta iş güvenliğinin göz ardı edildiği şantiyelerde, çalışanların dışındaki insanların başına da kazalar gelmektedir.

Türkiye’nin her yerinde hemen her gün iş kazalarına rastlamak mümkündür. Adana’da 30 yaşındaki bir bayan nişanlısı ile birlikte tadilat yapılan bir binanın yanından geçerken, iskele demirinin kopup üzerine düşmesiyle ağır yaralandı. Bu olay geçen Cumartesi öğleden sonra meydana geldi. Tadilat yapılan bir İş Merkezi’nin önünden geçen bayanın kafasına 10 metre yükseklikten yaklaşık 3 kilo ağırlığında demir iskele parçası düştü. Maalesef bu insanın hayati tehlikesi devam etmektedir. Tadilat yapılırken gerekli önlemlerin alınmaması, böyle üzücü bir olayın yaşanmasına sebep olmuştur.

Bu olay sadece bir ilimizde gerçekleşmiyor, Elazığ’da da aynı tedbirsizlikler maalesef yapılmaktadır. Bir inşaat işi yapılırken, projeye ve imalata gösterilen özen aynı şekilde iş güvenliği konusunda da gösterilmelidir.

Özellikle şehir merkezlerinde inşaat yapılırken, açılan hafriyat çukurlarının etraflarının kapatılmaması, inşaatlarda kontrolsüz boşluklardan sürekli birilerinin düşmesi tedbirsizliklerin göz önündeki örnekleridir.

Yaya trafiğinin olduğu yerlerdeki inşaatların muhafazası sadece çadır örtülerle yapılmamalıdır. Göz boyamanın veya kendini kandırmanın ötesine geçemeyecek tedbirlerle, insanların sağlıklarını ve hatta hayatlarını tehlikeye atmaya kimsenin hakkı yoktur. Şimdiye kadar bir şey olmadı, bundan sonra da olmaz, mantığı günümüz iş ve ticaret görüşünün seviyesinde bir görüş değildir. Kaldı ki, en ufak bir kazada bile işverenin maddi ve manevi büyük sorumlulukları vardır. İşveren sadece kendini bile düşünse, iş güvenliği açısından gerekli tedbirleri alması gerekir.

Tabi ki görülen eksikliklerin tamamının art niyetli olduğunu ifade etmek mümkün değildir. Ancak bilmemek suçun niteliğini değiştirmiyor. İstenmeyen olayların yaşanmaması için mutlaka iş güvenliği tedbirlerinin alınması gerekir.

Yapı işlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğü, detaylı bir şekilde alınacak sağlık ve güvenlik tedbirlerini belirtmiştir. Bu Tüzükte geçen “yapı işleri” deyimi, maden ocakları hariç olmak üzere, yerüstü veya yeraltında, su üstü veya su altında yapılan bina, set, baraj, yol, demiryolu, havai hat, tünel, metro, köprü, çelik yapı ve montajı, iskele, liman, gemi inşaatı, dalgakıran, kanalizasyon, lağım, kuyu, kanal, duvar ve benzeri inşaat, tamirat, tadilat ve yıkım işlerini; toprak kazı, yarma ve doldurma işlerini; elektrik, sıhhi tesisat ve kalorifer tesisatı işlerini; dülgerlik, marangozluk, sıva, badana ve boya işlerini; bu işlerde kullanılan sabit ve hareketli makine ve tesislerin kullanılmasını kapsamaktadır.

Her işveren, yapı işyerlerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için, bu tüzükte belirtilen koşulları yerine getirmekle ve gerekli araç ve gereçleri eksiksiz bulundurmakla yükümlüdür. İşçiler de, bu yoldaki usul ve koşullara uymak zorundadırlar.

Tüzüğün verimliliğini ortaya koyacak olan bilinmesi ve uygulanmasıdır. Bu nedenle, aynen yapı denetimi gibi inşaatların güvenliğinin de denetlenmesi gerekir. İlk önce inşaat işleri ile ilgili kurum ve kuruluşlar, bu konuda bilgilendirici çalışmalar yapmalıdır. Bu konuda uzman kişilerden seminer desteği alınabilir. Bilgilendirmelerden sonrada mutlaka kazaların önüne geçilmesi için iş güvenliği denetimleri yapılmalıdır.

Hayatınızın her bölümünde kazasız, güvenli çalışmalar dilerim…