Bazı şeyler unutulmaz, isteseniz de hafızanızdan silemezsiniz. Bir kelime, bir isim, bir şarkı, bir fotoğraf karesi, gazetede bir satır, televizyonda bir haber sizi alır ve yıllar öncesine götürür. O anı ve o acıları bir daha yaşarsınız, zaman elbet hafifletici bir ilaç olmuştur ama yürekteki sızı kalıcıdır. Feryatlar, içli ağlamalar yerini sessizce dökülen birkaç damla gözyaşına bırakmıştır. Bu gözyaşları hepimizin gözyaşlarıdır.

Tam 12 yıl önce 17 Ağustosta (1999) meydana gelen deprem aslında Türkiye’nin her yerinde oldu. Binlerce kişi bu depremde can verdi ve burada can verenlerin cenazeleri tüm illerimize dağıldı. Türkiye bu günlerini unutmadı, unutmayacak, unutmamalı!

Bugün sizleri o günün acılarını, ailesinden birini hatta ailesinin tamamını kaybederek, yaşamışların gönül sızılarına ortak olmaya çağırıyorum. Bu acılara ortak demek, sadece onlara dua etmek veya üzülmek demek değildir. Bu acılara ortak olmak demek, depremden önce tedbir almak, binaları güvenle yaşanabilir hale getirmek demektir ve bu konuda inanıyorum ki herkesin yapması gerekenler vardır.

17 Ağustosta ülkemizde yaşananları bir daha yaşamak istemiyoruz. Peki, neler yaşadığımızı gerçekten hatırlıyor muyuz? Hafızaları tazelemek için o günlere ait gazete başlıklarına göz atalım. O günlere ait, duygu yoğunluğu üst seviyede olan gazete haberleri umarım bizi kendimize getirir. Başlıklar ve haberler, olduğu gibi ve yorumsuz aktarılmıştır.

Mevcut yapı stokumuzun deprem dayanımı nedir? Sorusuna da cevap olarak bu gazete başlıklarını sunuyorum.

 

HÜRRİYET GAZETESİ

 

Tarih: 17.08.1999 Manşet: DEPREM

Merkez üssü İzmit olarak tespit edilen depremde İstanbul, Eskişehir ve Bursa’da ilk belirlemelere göre 32 kişi öldü, 500 kişi de yaralandı; Tüpraş İzmit Rafinerisi’nde yangın çıktı İzmit Tüpraş rafinerisinde saat 03.00 sıralarında yaşanan depremden sonra yangın çıktı. Yangına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı askeri birlikler, Orman Bakanlığı’na bağlı yangın söndürme ekipleri ile helikopterler müdahale ediyor. Deprem sırasında Mudanya’da Denizatı adlı bir eğlence merkezi çöktü. Bursa’da ilk belirlemelere göre 20 kişi öldü, 200 kişi yaralandı; Eskişehir’de 2 kişi öldü, 80 kişi yaralandı; İstanbul’da 10 kişi öldü, 250 kişi yaralandı. Kocaeli ile henüz iletişim kurulamazken, Sakarya’da 5 mahallede önemli hasar olduğu kaydedildi. Bu arada, Ankara’daki sivil savunma ekipleri iki kol halinde Kocaeli ve Sakarya’ya gönderildi. Erzurum’daki deprem konusunda uzman olan bir sivil savunma ekibi de bölgeye sevk ediliyor.

 

Tarih: 18.08.1999 Manşet: AĞLIYORUZ

7 şiddetinin üzerindeki deprem 45 saniye sürdü ve Türkiye’yi yasa boğdu. Son durum saat 14:30 itibarıyla: 3479 ölü, 16782 yaralı. 03.01’de meydana gelen ve merkez üssü Kocaeli olan deprem en büyük hasarı İzmit ve Adapazarı’nda yaptı. Yalova ve Gölcük yerle bir oldu. İstanbul’da da milyonlar sokağa döküldü, Avcılar ağır hasar gördü.

 

Tarih: 19.08.1999 Manşet: PATEN MORG

Depremin en büyük darbeyi vurduğu il olan İzmit’te enkazlardan peş peşe çıkarılan cesetlerin, sıcak havada muhafaza edilmesi zorlaşınca Büyükşehir Belediyesi’nin Olimpik Buz Pateni Salonu imdada yetişti.

 

SABAH GAZETESİ

 

Tarih: 17.08.1999 Manşet: DEPREM

Merkez üssü İzmit olan 6.7 şiddetindeki deprem tam 45 saniye Türkiye’yi salladı.

 

Tarih: 18.08.1999 Manşet: EN AZ 2500 ÖLÜ

Büyükten sonra artçı Türkiye’ye yüzyılın en büyük facialarından birini yaşatan 6.8 şiddetindeki depremden sonra 300 “Artçı deprem” oldu. Az şiddetli bu “Artçılar” 3 gün sürecek. Korkmayın. Son bilanço: İstanbul 218, İzmit 480, Yalova 220, Sakarya 150, Bolu 134, Bursa 19, Eskişehir 50, Zonguldak 1 ölü. Toplam: 1272 ölü.

 

Tarih: 19.08.1999 Manşet: ÇARESİZLİK

Ölü sayısı her an hızla artıyor. Cenazeler kaldırılamıyor. Sonunda İzmit’in dev buz pateni sahası bile morga dönüştürüldü. Buzhaneler bile doldu.

 

ZAMAN GAZETESİ

 

Tarih: 18.08.1999 Haber: Gece felaket gündüz acziyet: 1200 ölü 5550 yaralı

Türkiye önceki gece büyük bir sarsıntı ile uyandı. Bu seferki öncekilerden daha uzun süreli ve daha geniş bir alana yayılanı idi. Merkezi İzmit ve Gölcük olan deprem, İstanbul, Sakarya, Yalova’yı vurdu; birçok ili sarstı.

 

Tarih: 19.08.1999 Haber: DEPREM 400 atom bombasına eşit

Marmara Bölgesi’ni vuran deprem dünya kamuoyunca yakından takip edilirken, ABD’li uzmanlar depremin, 400 atom bombasına eş değer bir etkiye sahip olduğunu belirttiler.

 

Tarih: 20.08.1999 Haber: Türkiye neleri ihmal etti? İhmal çok büyük!

Yüzyılın en büyük afetlerinden birini yaşarken karşılaştığımız ağır can kaybı daha az olamaz mıydı? Eğer Türkiye’yi yönetenler aşağıdaki görevlerini ihmal etmeseydi bu sorunun cevabı evet olacaktı.

 

  1. Türkiye’nin depremlere karşı erken uyarı sistemi yok: Depremden hemen sonraki ilk saatlerde başlayacak kurtarma çalışması hayati önem taşırken saatler boşuna tükendi. Başbakan ve bakanların Ankara ile irtibatını telsizciler ile televizyonlar sağladı. Erken uyarı sistemi ve teknik eğitim projesi bir an önce hayata geçirilmeli.

 

  1. Genelkurmay’dan zamanında yararlanılmadı: TSK’nın kullandığı TAFİCS adı verilen acil haberleşme şebekesinden yararlanılmalıydı. Bu sayede depremin tahribatı daha iyi tespit edilir ve kara yolları trafiğe kapatılır, afet bölgesine yapılacak sevkiyat gecikmesiz yapılabilirdi.

 

  1. Olmayan Sivil Savunma ekipleri: 65 milyonluk bir ülkenin Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’ndeki eğitimli personel sayısı yalnızca 150 kişi.

 

  1. Hava ulaşımı yeterince kullanılmadı: Depremin ilk saatlerinden itibaren bölgeye ulaşımda ve enkaz altından çıkmayı başaran ilk yaralıların çevre illere naklinde sivil ve askeri hava araçları ve hava limanlarından ivedilikle yararlanılmadı.

 

  1. Deprem uzmanları boşuna çalışmış: İnşaat Mühendisleri Odası 1991’in mayısında düzenlediği “İstanbul ve Deprem” toplantısında 2000 yılının deprem ihtimali en yüksek yıl olduğu anlatıldı. Daha birçok bilim adamının deprem uyarıları boşuna gitti.

 

  1. Bizim niye köpeklerimiz yok? Büyük bir özveriyle kurtarma görevi yapan Arama Kurtarma Derneği AKUT elemanları ya da dağcılık ekipleri de bütün özverilerine rağmen yeterli donanıma sahip değiller. Özel eğitimli köpekler, yurt dışından gelen ekiplerde vardı. İkinci ve üçüncü gün bile bu köpekler sayesinde çok sayıda insan canlı olarak çıkarıldı.

 

7. Deprem Fonu tam takır: 27 yıl önce bir kanunla oluşturulan afet deprem fonunda yalnızca bir milyon lira olduğu ortaya çıktı. Hayata geçirilemeyen bu fona Maliye Bakanlığı her yıl sembolik olarak bir milyon lira aktarmış. Bayındırlık Bakanlığı’na bağlı Afet Fonu’nda ise 3 trilyon lira olduğu anlaşıldı.