Depremi tanımakta nereden çıktı diyebilirsiniz. Üstelik yakın zamanda ülkemizde veya Dünya’nın herhangi bir yerinde yıkıcı bir depremde meydana gelmedi. Niçin depremle ilgili bir konu diye düşünebilirsiniz? Cevabı basit, depremi yine kısa zamanda unuttuk.

Depremlerin yıkıcı olmaması herkesin elbette ortak temennisidir. Ancak bu temenniler gerçeğin önüne geçememektedir. Ülkemizin içinde bulunduğu riskli deprem kuşağı sürekli hareket halindedir. Gündemden hiç inmemesi gereken bu sorunu, gündeme tekrar taşıyalım.

Bir depremin şiddeti, yeryüzünün belirli bir noktasında tanımlanır ve bu noktada yaptığı etkinin derecesi ile belirlenir. Bu konuda farklı şiddet tanımları mevcuttur ancak en yaygın olarak kullanılan Mercalli tarafından geliştirilen şiddet cetvelidir. Bu şiddet ölçüsü yapıların hasar ve yıkılma düzeyini esas aldığından, depremin mutlak bir ölçüsü olarak alınmamalıdır. Fakat bu cetvel önemli bir ön tahmin sağlamaktadır.

 

Mercalli Şiddet Cetveli:

 

ŞİDDET I (DUYULMAYAN): Yalnız duyarlı aletler algılar. İnsanlar tarafından deprem fark edilmez.

ŞİDDET II (ÇOK HAFİF): Özellikle üst katlarda, dinlenmekte olan insanlar tarafından hissedilir. Hassas bir biçimde olan cisimler sallanabilir.

ŞİDDET III (HAFİF): Bina içinde hissedilir, fakat deprem olup olmadığı her zaman anlaşılmaz. Duran otomobiller yanından kamyon geçmiş gibi sallanır.

ŞİDDET IV (ORTA ŞİDDETLİ): Bina içerisinde çoğunluk ve dışarıda az kimse tarafından hissedilir. Gece bazı kimseler uyanır, kap-kacak, kapı pencere sallanır.

ŞİDDET V (ŞİDDETLİ): Hemen herkes hisseder. Bazı tabaklar, sıvalar, pencereler kırılır, uzun cisimler oynar.

ŞİDDET VI (ÇOK ŞİDDETLİ): Herkes hisseder, birçoğu korkup dışarı fırlar. Bacalar, sıvalar düşer. Hafif hasarlar olur.

ŞİDDET VII (HASAR YAPICI): Herkes dışarı kaçar. Yapılarda sağlamlığına bağlı olarak hasarlar oluşur. Otomobil içerisindeki sürücülerde, hareket halinde olmalarına rağmen depremi algılarlar.

ŞİDDET VIII (YIKICI): Duvarlar çerçevelerinden ayrılıp dışarı fırlar. Anıtlar, bacalar ve duvarlar devrilir. Kum ve çamur fışkırır. Büyük panik yaşanmasına sebep olur.

ŞİDDET IX (ÇOK YIKICI): Yapı temelinden ayrılır, çatlar ve eğilir. Zemin ve yer altı boruları çatlar.

ŞİDDET X (AĞIR YIKICI): Kargir ve çerçeve yapıların çoğu tahrip olur. Zemin çatlar, raylar eğilir. Toprak kaymaları olur.

ŞİDDET XI (ÇOK AĞIR YIKICI): yeni tip yapılar ayakta kalabilir, köprüler tahrip olur. Yer altı boruları kırılır. Toprak kayar, raylar bükülür.

ŞİDDET XII (YOK EDİCİ): hemen her şey harap olur. Toprak yüzeyinde dalgalanma görülür. Cisimler havaya fırlar. Manzara değişir.

 

Sağlam yapıların, depremde dayanıklı davranış göstereceği bir gerçektir. Deprem hasarları; depremin büyüklüğü, süresi, derinliği, yerleşim bölgesine olan uzaklığı, zemin ve yapı kalitesi ile doğrudan ilişkilidir. Bizim depremle ilgili parametreleri değiştirme gibi bir şansımız olmadığı için geriye tek bir alternatifimiz kalmaktadır. O da yapılarımızın depreme dayanıklı inşa edilmesidir.

Palu-Gökdere, Sivrice-Gözeli, Bingöl, Kahramanmaraş her gün sallanmaktadır. Bizim hissetmememiz deprem olmadığı anlamını taşımamalıdır. Mesele; bizim yani yapılarımızın depreme hazır olup olmadığıdır. İnşallah, yıkıcı bir deprem olmaz. Eğer olursa yine inşallah biz o güne hazır oluruz.

Sağlam yapı bir kültürdür… Saygı ve Selamlar sunarım.