2011 yılındaki ilk yazımda, herkese gönlünce bir yıl diliyorum. 1 Ocaklar adeta milat gibidir. Yeni kararlar alınır, yeni hedefler belirlenir, değerlendirmeler yapılır ve geleceğe doğru bir adım daha atılır. Öncelikle Ülkemiz ve Elazığ’ımız için, sonra herkes için hayırlı adımlar diliyoruz.

Maalesef bazı olumsuz durumları hayatımızdan söküp atmak mümkün olmuyor. Gün geçmiyor ki bir trafik kazası haberi duymayalım. Ancak dikkat ederseniz Türkiye’de yapılarla ilgili seslerde gelmeye başladı. Ülkemizde neredeyse hemen her gün yapılarla ilgili olumsuz bir haber, gazete ve televizyonlarda gözümüze takılır oldu.

Yeni yıldaki ilk üzücü olay Bayburt’ta meydana geldi. Yeni yılın ilk gününde Bayburt’ta iki katlı ahşap olarak nitelendirilen bir ev, nişan töreni sırasında çöktü. Merkeze bağlı Genç Osman Köyü’nde, nişan töreni yapıldığı sırada iki katlı evin üst katında, kadınların bulunduğu oda çöktü ve yaralanmalara sebep oldu.

Evde bulunan 60’a yakın kişiden 36’sı yaralanarak hastaneye kaldırılmış. 5 yaralının tedavisi hala sürüyor ve maalesef bir kişi ağır yaralıymış. Jandarma Birliklerinin erken müdahalesinin can kaybını önlemesi, çok sevindiricidir. Yaralılara acil şifalar diliyoruz ve inşallah bu tür olaylar bir daha yaşanmaz temennisinde bulunuyoruz.

Olayların manevi yönü bir tarafta tutulursa, kazaların olmaması için sadece temennide bulunmak maalesef akıldan uzaktır. Kazaların ve olayların sebepleriyle incelenmesi ve bir daha tekrarlanmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekir.

Bayburt’taki olayda can kaybı olmaması büyük bir şanstır. Bugün kırsal bölgelerdeki birçok yapı aynı durumla karşı karşıyadır. 60 kişilik bir nişan davetlisinin ağırlığı, inanın deprem kuvvetinden daha büyük değildir. Ama yapı bu hareketli yüke dayanamamıştır.

Ülkemizde mevcut yapı stoku gözden geçirildiğinde, kırsal ve kentsel yapıların sayıca dengede olduğu görülmektedir. Bu durum kentsel dönüşüm projelerinin yanında kırsal bölge yapıları içinde dönüşüm projelerini gündeme getirmektedir.

Özellikle ilçelerimizden daha küçük yerleşim bölgelerinin çoğunun geçmişi Cumhuriyet Tarihimizden eskidir. Bu gerçek bize yapılarında yaşlandığı sonucuna varmamıza yardımcı olmaktadır. Zaten taşıyıcı sistemi teknolojik olmayan bu yapıların bir de yorulduğu ve yıprandığı göz önünde bulundurulursa, binalardan dolayı karşı karşıya olduğumuz tehlikenin boyutu ortaya çıkacaktır.

Bu söylediklerimden bina yorulur mu? Sorusu aklınıza gelecektir. Binalarda, insanlar gibi yorulurlar ve kullanım ömürleri vardır. Eğer malzemenin ve binanın yorulması dikkate alınmazsa, bu ihmal deprem olmasa da başımızı ağrıtacak gibi gözükmektedir.

Farklı coğrafi bölgelerde, dolayısıyla farklı deprem bölgelerinde bulunan birçok ilde deprem olmadan binalar yıkıldı. İnanın buna Elazığ da dâhil, birçok ilimizde kapsamlı bir araştırma yapılsa binaların önemli bir bölümüne oturulamaz teşhisi konulacaktır.

Yeni yılda yeni olayların olmaması için yeni projelerin, yeni çalışmaların dolayısıyla yeni siyasetlerin üretilmesi ve hayata gerçekleştirilmesi gerekir. Maalesef yerelde de, ülke genelinde de yapıların bu ciddi durumuna yeterince önem verilmemektedir.

Deprem olduktan sonra elbette yaralar sarılacaktır. İlgili tüm makamların bu görevlerini yerine getirmesi bir artı değildir. Yılın başı, özeleştiri zamanıdır diye düşünüyorum.

Genel seçimler için yarış başladı diyebiliriz. Aday adaylığını açıklayan siyasetçiler görüyoruz. Gönül ister ki, bu siyasetçilerimiz projeleri arasında deprem ve kentsel dönüşüm çalışmalarına yer versinler, gönül ister ki, vatandaşımız deprem konusunu gündemine almayan siyasetçiye gereken cevabı sandıkta versin.

Bu konuda basın camiasına da önemli görevler düştüğüne inanıyorum. Deprem ve kentsel dönüşüm konusunda siyasetçilerin proje üretmelerini sağlayabiliriz. Bu sayede tutulmayan sözlerin hesabı birilerinden sorulabilecektir. Bu konuda amacımız birilerinden hesap sordurmak değildir. Amacımız, deprem ve kentsel dönüşüm konusunda toplum yaptırımı oluşturmak ve Elazığ’ın bundan faydalanmasını sağlamaktır.

Kentsel dönüşüm sadece depreme karşı bir çözüm değildir. Aynı zamanda ekonomik bir kazançtır. Çünkü yenilenen yapılarla sağlanacak enerji tasarrufu çok önemli miktarlara ulaşmaktadır. Daha az yakıtla, daha çok ısı elde etmek ancak teknolojik yapılarla mümkündür.

Kentsel dönüşümle yenilenecek kanalizasyon, su, elektrik ve tesisat alt yapısı modern şehrin gerçek yaşantısına herkesi kavuşturacaktır.

Bu dönemde siyasetçilerimizden, başkalarının yapamadıklarını değil, kendilerinin projelerini ve yapmayı hedefledikleri çalışmaları dinlemek istiyoruz. Vatandaşımızın talebinin de bu doğrultuda olması, Elazığ’a hizmet seviyesini artıracaktır.