Deprem riski ile karşı karşıya kalan ülkeler, bu gerçeği bir an bile akıllarından çıkarmamalıdırlar. Depremin yeri, zamanı ve şiddeti belli olmadığından, etkilerine karşı tedbirler hızlı ve çözümler kalıcı olmalıdır. Türkiye deprem dayanımı yetersiz çok büyük bir yapı stoku ile karşı karşıyadır. En mantıklı çözüm, kentsel dönüşüm olarak dilden dile dolaşmaktadır. Kentsel dönüşüm, şehirlerin; kanalizasyon, içme suyu ve gaz şebekesi gibi alt yapısının, konut ve işyerleri gibi üst yapısının yeniden projelendirilip, inşa edilmesidir. Bu yazımızda, kentsel dönüşüm çalışmaları maliyetleri ile olası deprem afeti sonrası çalışmaların maliyetleri gündeme getirilmiştir.

Kentsel dönüşüm gerekli mi? Kim bilir bir daha deprem ne zaman olacak? Olsa bile Elazığ da olur mu? Gibi birçok soru “zaten bilinen” cevaplarını arıyor! ELAZIĞ SÜREKLİ SALLANIYOR! Ben söylemiyorum, Kandilli Rasathanesi söylüyor. Son bir haftadaki oluşan deprem sayısı, bilgileri ile beraber aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Bizim hissetmememiz deprem olmadığı manasına gelmemektedir. Meydana gelen bu depremlerin sadece bir tanesinin şiddetli olması, deprem afeti ile karşı karşıya gelmemiz demektir. İşte o gün gelmeden deprem dayanımı yetersiz yapılar için gerekli tedbirler alınmalıdır.

Kentsel dönüşüm sürecinde, devletin ve milletin kaybı değil kazancı söz konusudur. Toplu konutlar, şehir dışında yeni yerleşim yerlerine değil, mevcut yerleşim yerlerine yeni imar düzenlemeleri ile inşa edilmelidir. Bu şekilde, binalar yenilenmiş, alt yapılar düzenlenmiş ve caddeler genişlemiş olacaktır. Ayrıca mevcut yerleşim bölgeleri için yapılacak imar düzenlemeleri ile bu bölgeler özel sektör içinde cazip hale getirilebilir.

Çok katlı yapı değil, kötü yapı depremde öldürüyor. Standart ve yönetmeliklere uygun projelendirilmiş ve kontrollü şekilde inşa edilmiş çok katlı yapıların deprem güvenliğinden hiç kimsenin endişesi olmamalıdır. Şimdiye kadar meydana gelmiş depremlerde hiçbir yapı sadece çok katlı inşa edildiği için göçmüş değildir. Özellikle eski mahallelerimizde ada bazında özel sektör marifetiyle yapılacak site inşaatları, hiç şüphesiz kentsel dönüşümün önünü açacaktır.

Görüldüğü gibi kentsel dönüşüm para ve can kaybının önüne geçmektedir. Ancak bu tedbirler alınmadan bir depreme yakalanırsak, zaten tarihimiz bu örneklerle dolu, depremler sadece binaları değil ekonomiyi de sallamakta ve yıkmakta, sadece insanları değil ülkenin geleceğini de öldürmektedir.

Yakın tarihimizde meydana gelen yıkıcı depremleri hatırlatmakta sanırım fayda var. 1992 Erzincan Depreminde 2000’i aşkın insanımız ölmüş, 10.000’i aşkın bina hasar görmüştür. 1998 Adana-Ceyhan Depreminde 146 kişi ölmüş, 30.000’i aşkın bina hasar görmüştür. 17 Ağustos 1999 Kocaeli ve 12 Kasım 1999 Düzce Depremlerinde 20.000’i aşkın insanımız ölmüş, 100.000’inden fazla yapı hasar görmüştür. İngiliz ünlü ekonomi gazetesi Financial Times’e göre Marmara Depremlerinin dolaylı olarak makro ekonomik düzeyde zararı 40 milyar dolardır. Bu deprem bilançoları dikkate alındığında, Türkiye’deki 1994 ve 2001 krizleri tesadüf müdür?

Depremin ülke ekonomisi üzerine etkilerini sadece can ve mal kayıpları ile sınırlamak gerçek zararı ortaya koymamaktadır. Bir deprem afeti meydana geldiğinde yaraların sarılması aylar, yıllar sürmektedir. Depremi yaşayan insanların psikolojik sıkıntıları belki bir ömür boyu sürecektir. Devlet deprem bölgesine imkânlarını seferber etmeye başladığı an, ekonomik krizinde davetiyesi gönderilmiş olmaktadır.

Deprem meydana gelen bölgede ilk önce afet sınırları belirlenmektedir. Bu çalışmalar için birçok kurum destek vermekte ve bu kurumların mevcut işleri aksamaktadır. Depremden zarar gören vatandaşların ilk önce beslenme ihtiyacı karşılanmaktadır. Daha sonraki en büyük problem barınma ihtiyacıdır. Özellikle evleri yıkılan ve ağır hasar gören vatandaşlar için konut imalatının, maddi yükü oldukça ağırdır. Bu arada hasar gören okul ve hastane gibi yapılar acilen onarılması veya yenilenmesi gerekmektedir. Bütün bu çalışmalar planlanırken, enkaz altındaki vatandaşları arama kurtarma çalışmaları ve enkaz kaldırma çalışmaları bütün hızıyla devam etmek zorundadır.

Depremler sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir. Özellikle su sıkıntısı ve temizlik sorunundan dolayı salgın hastalıklarda ortaya çıkabilmektedir. Vatandaşın sağlık hizmetleri ayrı bir maddi kaynak gerektirmektedir. Burada yazmakla bitmeyecek kadar çok harcama kalemi devlet bütçesine hep gider olarak kaydedilecektir.

Görüldüğü gibi ülkenin problemi deprem-yapı ikilisinde düğümlenmektedir. İnşaat sektörü eksikliklere, yanlışlıklara ve yolsuzluklara açık bir sektördür. Bu sıkıntılara çözüm üretmek normal zamanlarda bile oldukça zordur. Depremden sonra acil yaptırılacak yapılarda bu problemler büyüyerek karşımıza çıkmayacak mıdır? Bu nedenle deprem olmadan önce binalarla ilgili eksikliklerin giderilmesi gerekmez mi? Bu noktada vatandaşımıza da önemli görevler düşmektedir. Kentsel dönüşüm projesi gündemden düşürülmemelidir. Hatta vatandaşlarımızın baskıcı talepleri karşısında, siyasiler seçim meydanlarında kentsel dönüşüm sözü vermek zorunda bırakılmalıdır. Ancak bu şekilde deprem korkusuz gelecek için güzel adımlar atılabilir.

Kentsel dönüşüm projeleri ekonomiye yük getirmemekte aksine katkı sağlamaktadır. Bunun yanında, olası deprem afetinden sonra yapılacak harcamaları hesaplamak dahi mümkün olmamaktadır. Depremlerin sebep olduğu karşılıksız harcamalar, ülkemize ekonomik kriz olarak geri dönmektedir.

Bütün anlatılanların ışığında gelelim günün sorusuna: “Kentsel dönüşüm çalışmalarını göz ardı edecek kadar zengin miyiz?”

 

Tarih Saat Büyüklük Depremin Merkez Üssü
2010.04.18 03:03:09 3.0 GÖKDERE-PALU (ELAZIĞ)
2010.04.18 01:34:28 2.7 PALU (ELAZIĞ)
2010.04.17 12:37:31 2.7 GÖKDERE-PALU (ELAZIĞ)
2010.04.16 18:26:40 3.1 GÖKDERE-PALU (ELAZIĞ)
2010.04.13 15:54:23 2.8 GÖKDERE-PALU (ELAZIĞ)
2010.04.12 16:53:39 2.7 KARAKOÇAN (ELAZIĞ)
2010.04.12 16:30:42 3.5 BAŞYURT-KARAKOÇAN
2010.04.11 18:48:10 2.6 GÖKDERE-PALU (ELAZIĞ)
2010.04.11 03:39:57 3.0 GÖZELİ-SİVRİCE (ELAZIĞ)
2010.04.10 23:18:40 3.1 BAŞYURT-KARAKOÇAN
2010.04.10 22:43:42 3.0 GÖZELİ-SİVRİCE (ELAZIĞ)
2010.04.10 16:06:32 2.7 GÖZELİ-SİVRİCE (ELAZIĞ)
2010.04.10 11:23:45 2.7 GÖZELİ-SİVRİCE (ELAZIĞ)

 

Yrd.Doç.Dr. Kürşat Esat ALYAMAÇ

Fırat Üniv. İnşaat Müh. Böl. Öğr. Üyesi