Yıllarca ülkemiz çok depremler gördü. Ağır can ve mal kayıpları ülkemizi derinden etkiledi. Deprem üzerine çok şeyler anlatıldı, yazıldı. Ayrıca fısıltı gazetesi ile depremler ve yapılar hakkında çok sözler dillerden dillere dolaştı durdu. Bazı konular yersiz yere saplantı haline geldi, önemli konular ise göz ardı edildi. Bu hafta, günışığı gazetesi okurlarının bana ulaşan sorularından bir derleme yaptım. Bu soruları ve cevaplarını sizlerle paylaşmak istedik. Çünkü gelen sorulardan, “doğru olarak bilinen yanlışları ve yanlış olarak bilinen doğruları” anlama fırsatı bulduk. Sorularıyla katkı yapan bütün okurlarımıza teşekkürlerimi sunarım. Soru-cevap şeklindeki bu yazımızın deprem ve yapı konularında bazı taşları yerine oturtacağını umuyorum. (Cevaplarda teknik terimlerin en az sayıda kullanılmasına özen gösterilmiştir.)

 

SORU1: Binaların çok katlı olması, depremde bir risk unsuru mudur? Çok katlı binalar çabuk yıkılır mı?

CEVAP1: Projelendirilmesi ve inşası, ilgili kurallara uygun ve sürekli denetim altında yapılmış yapıların, deprem açısından, kaç katlı olduğunun bir önemi yoktur. Yapı kaç katlı olursa olsun, gerek tek katlı gerekse gökdelen, önemli olan deprem dayanımı yüksek olarak tasarlanması ve inşa edilmesidir. Çok katlı yapıların deprem dayanımı yetersiz olur bilgisi, mevcut deprem dayanımı yetersiz yapı stokundan kaynaklanmaktadır. Yıkıcı depremler sonrası her zaman çok katlı binalar gündeme gelmektedir. Bunun sebebi, bu yapılarda fazla sayıda can kaybı olmasından dolayı dikkat çekmeleridir. Hâlbuki can kaybındaki oran, az katlı binalarda da aynı seviyededir. Yani deprem veya sadece çok katlı yapılar değil, deprem dayanımı yetersiz her yapı can kaybına neden olmaktadır.

 

SORU2: Binalar depreme dayanıklı olsun diye kesinlikle “radye temel” yapılmalı mıdır?

CEVAP2: Radye temel binalarda uygulanan betonarme temel tiplerinden biridir. Binalarda temel tipi seçilirken deprem bölgesi değil, zemin tipi etkilidir. Yani dördüncü derece deprem bölgesinde bulunan bir yapının inşa edileceği zeminin taşıma gücü yeterli değilse radye temel uygulanabilir. Aynı zamanda birinci derece deprem bölgesinde bulunan bir yapının inşa edileceği zeminin taşıma gücü yeterli ise radye temel değil sürekli temel uygulanabilir. Birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde ve yer altı su seviyesi yüksek, alüvyon (dolgu) zeminlerde, sıvılaşma riski olduğundan, yani zemin deprem kuvvetlerinin etkisinde sıvı gibi davranma riski olduğundan, temel tipi bu şartlar dikkate alınarak seçilmektedir. Sonuç olarak, depreme dayanıklı bina, temeli radye temel olan binadır yaklaşımı yanlıştır. Yapı, temelinden çatısına bir bütündür. Ayrı ayrı her taşıyıcı elemanın ve tüm sistemin deprem dayanımı yeterli olmalıdır.

 

SORU3: Depremde, betonarme karkas yapılar mı, yoksa yığma yapılar mı daha dayanıklıdır?

CEVAP3: Standartlara uygun tasarlanan ve uygulanan her yapı öngörüldüğü kadar depreme dayanıklıdır. Yığma yapılar az katlı inşa edilmek zorundadırlar. Kurallara uygun yapılmış, kat sayısı ve kat planı aynı yapılar, depremde can kaybına neden olmayacaklardır. Betonarme karkas yapıların avantajı, bina yüksekliği, kat sayısı ve kat planı istenilen şekilde yapılabilmektedir. Yığma yapı günümüzde daha çok kırsal yapı çeşidi olarak kullanılmaktadır.

 

SORU4: Binaların deprem dayanımının artırılması için güçlendirilmesi uygun mudur? Güçlendirme işe yarar mı?

CEVAP4: İnsan hastalıklarının belli sınırlar içerisinde tedavi edilebildiği gibi, bina rahatsızlıkları da belli sınırlar içerisinde tedavi edilmektedir. Bu tedavi güçlendirilme olarak ifade edilmektedir. İlk önce bir binanın deprem dayanımı belirlenmektedir. Deprem dayanımı yetersiz yapının, uygun teknik ve hesaplarla güçlendirilme projeleri hazırlanmaktadır. Eğer güçlendirilme maliyeti binanın yapım maliyetinin yaklaşık %40’ını aşmıyorsa, proje detaylı olarak hazırlanmaktadır. Güçlendirme ekonomik olmazsa binanın yıkılması tavsiye edilmektedir. 12 Kasım 1999 Düzce Depremi öncesi güçlendirilebilen yapıların, depremde can kaybına sebep olmaması, doğru projelerin işe yaradığını göstermiştir. Güçlendirme projeleri, uzmanlık gerektiren hizmetlerdir. Kesinlikle bu konuda tecrübeli, teknik personel tarafından gerçekleştirilmelidir.

 

SORU5: Binanın bir dairesi güçlendirilir mi?

CEVAP5: Bina sistem olarak bir bütündür. Bir sistem içerisindeki elemanlardan zayıf olanlar güçlendirilir. Ancak bir apartman içerisinde sadece bir dairenin güçlendirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Eğer gerekiyorsa apartmanın tamamı için güçlendirme projesi hazırlanır.

 

SORU6: Kaç şiddetindeki deprem binalara zarar verir?

CEVAP6: Depremin yıkıcı özelliğini pratik olarak, büyüklüğü, süresi ve deprem merkezinin yapıya olan uzaklığı olmak üzere üç başlık altında toplayabiliriz. Şiddeti ne kadar büyük ve süresi ne kar uzun ise deprem yapılar üzerinde o kadar etkili olacaktır. Ancak buradaki etki binanın özellikleri ile ilgilidir. Bir binanın deprem dayanımı gerekli ölçüm ve hesaplamalar soncunda belirlenir ve her binanın deprem dayanımı farklı bir özellik gösterir. Bundan dolayı, bir il veya bir mahalle için tek bir dayanım kavramı kullanmak doğru değildir. Her binanın deprem dayanımının ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.

 

SORU7: Deprem olduğu sırada evdeki en güvenli yer neresidir?

CEVAP7: Bu sorunun cevabını iki bölümde vermek gerekir. Deprem dayanımı yeterli bir evde sadece üzerinize düşecek eşyalardan uzak durmalısınız, bulunduğunuz mekânın (balkonlar hariç) önemi yok. Problem deprem dayanımı yetersiz binalarda ortaya çıkmaktadır. Bu tür binalar, deprem kuvvetleri karşısında birçok parametreye göre hareket ederler. Bu nedenle, depremde evin içinde bulunulması gereken mekan konusunda genel bir tavsiyenin uygun olmayacağı kanaatindeyim. Açıkçası en sağlıklısı, deprem sizi bulmadan, binanızı depreme dayanıklı hale getirmektir.

 

SORU8: Elazığ’daki mevcut yapı stokunun deprem güvenliği ne düzeydedir?

CEVAP8: Şimdiye kadar Elazığ’daki binaların geneli ile ilgili bir deprem dayanımı tespiti yapılmamıştır. Aslında bu durumun tespiti kentsel dönüşümün bir parçasıdır. Kentsel dönüşümün ilk adımı il merkezinin yapısal deprem risk haritasının çıkarılmasıdır. Bu harita ile beraber yapıların gerçek durumu ortaya çıkacak ve bu sonuç zorunlu adımların atılmasına sebep olacaktır. Bu soruya Fırat Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün şimdiye kadar ilimizde ve bölgemizde yaptığı çalışmalar göz önüne alınarak cevap verilebilir. Bu çalışmalarda, özellikle 2000 yılı öncesi inşa edilmiş yapıların önemli bir bölümünün deprem dayanımının yetersiz olduğu görülmektedir. 7 Nisan 2010 tarihli Günışığı gazetesinde, ilimizin genel yapısal deprem dayanımı fotoğraflarla ifade edilmeye çalışılmıştır.