Depremin acıları hafifleyince konuşulan konular ve kafalardaki soru işaretleri de değişiyor. Acil ihtiyaçlar ortadan kalkınca, eski hayata nasıl dönülebileceğinin hesapları yapılıyor. Deprem olan bir bölgedeki binaların tamamını yıkıp yenilemek mümkün değil zaten gereklide değildir. Aynı durum ülkemizin tüm illeri için geçerlidir. Özellikle deprem bölgesi ve çevre illerden bizlere ulaşan soruların çeşidi değişti. Bugünlerde gündem binaların güçlendirilmesi. Gerek deprem bölgesinden gerekse Elazığ’dan bize ulaşanlar, sorularını güçlendirme konusunda yoğunlaştırmış durumdalar. Dil döndüğünce, kalem yazdığınca anlatmaya çalışalım.

İnsanlarımızın öncelikle emin olmak istedikleri konu, binaların güçlendirilmesinin mümkün olup olmadığıdır. İnsanlar hastalandığında nasıl tedavi edilebiliyorsa aynı şekilde binalarında tedavi edilmesi yani güçlendirilmesi mümkündür. Çevremizde bu konu ile ilgili çok yorum duyuyoruz. İlginçtir, bazen teknik meslek sahipleri bile güçlendirmenin anlamsız olduğunu, kesinlikle işe yaramayacağını ifade etmektedirler. Bu tip yorumlar tamamen bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır çünkü dünya hem tıpta hem de yapılarda tedavi yöntemlerini gün geçtikçe geliştirmektedir.

Konuyu teknik terimlerden uzak tutup, rahat anlaşılmasını sağlamak için tıptan örnekler kullanıyorum. Soğuk algınlığı olan bir kişi çoğu zaman doktora bile başvurmadan rahatsızlığını atlatmaya çalışmaktadır. Büyük bir depremi küçük çatlaklarla atlatmış veya mevcut deprem dayanımı yeterli bir yapı için boya badana gibi onarım yeterli olacaktır.

Hastalığın ciddiyeti arttıkça tedavi masrafları da artmaktadır. Bir antibiyotik ve bir vitamin ücreti ile kemoterapi ücreti arasında uçurum vardır. Bu arada, vatandaşa yansıyan ücretleri değil devlete yansıyan ücretleri dikkate aldığımı belirtmek isterim. O zaman binalarda da her binanın durumu farklıdır ve her binanın güçlendirme projesi kendisine özgü hazırlanmaktadır.

Şunu da belirtmekte yarar var, deprem dayanımı yetersiz her bina mutlaka güçlendirilir diye bir şart yok. Bina kendi sınıfı içinde değerlendirilir eğer güçlendirilmesi ekonomikse bu işlem yapılır. Bir imar adasında yer alan, birçok şahısa ait binanın bulunduğu bir bölgede binaların deprem dayanımları yetersizse ve maliyeti yüksek bir güçlendirme gerekiyorsa doğru olan bu imar adasındaki yapıların kentsel dönüşüm esasları dikkate alınarak yenilenmesidir. Kamu kurumlarına ait binaların güçlendirilmesi daha ekonomik olmaktadır. Çünkü gereksiz yere yıkılıp yenilenen her yapı devlete ve dolayısıyla millete büyük yükler getirecektir.

Bir binanın depreme karşı güçlendirilmesinde, üzerinde dikkatle durulması gereken konular vardır. Öncelikle doktor konunun uzmanı olmalıdır. Tıpta uzmanlık söz konusudur ama maalesef inşaat mühendisliğinde böyle bir ayrım yoktur. İsteyen her inşaat mühendisi bir bilgisayar programı satın alarak, güçlendirme projesi hazırlayabilir fakat bunun doğru olmayacağını belirtmek isterim. Neden mi? Nasıl bir genel cerrah, kalp damar ameliyatı yapmıyorsa, nasıl bir diş hekimi ortodonti (diş düzeltme) tedavileri yapmıyorsa, daha önce deprem dayanımının tespiti ve güçlendirme projelerinin hazırlanması işini akademik anlamda öğrenmemiş mühendislerinde güçlendirme projelerini yapmamaları gerekir.

İlk önce doğru doktoru bulmak gerekir. Bu konuda tecrübeli firmalar ve üniversiteler tercih edilmelidir. Eğer bilen ellere binanızı teslim etmezseniz ilk yanlış, teşhisle başlayacaktır. Binanızın deprem dayanımı belirlenirken bulunacak sonuç sizi maddi veya manevi etkileyecektir. Binanın deprem dayanımı olduğundan yüksek belirlenirse, olası bir depremde binanız beklenenin üstünde hasar görecek ve maalesef siz güçlendirmenin işe yaramadığını düşüneceksiniz. Binanın deprem dayanımı olduğundan düşük belirlenirse, güçlendirme maliyetleriniz artacak gereksiz bir harcama yapmış olacaksınız. Doğru teşhis, uygun tedavi için olmazsa olmazdır.

İşinin ehli bir hekim buldunuz, teşhis doğru, o zaman sıra tedaviye geldi. Güçlendirme projesi ne kadar iyi hazırlanırsa hazırlansın, proje yerinde doğru uygulanmadığı sürece binamız depremde risk altında olmaya devam edecektir çünkü deprem sırasında bina projesine göre değil imalata göre hareket edecektir.

Güçlendirme işlemi, binanın deprem dayanımının tespiti ile başlar. Bu tespitin yapılabilmesi için binanın beton dayanımının, eski projesine uygunluğunun ve genel taşıyıcı halinin tespit edilmesi gerekir. Profesyonel ekipler tarafından yerinde ve laboratuar da yapılan bu tespitler sonucunda güçlendirme projesi hazırlanmaya başlanabilir. Başlanabilir diyorum çünkü daha bu aşamada bile bina ile ilgili yıkım kararı verilebilir.

Binanın deprem dayanımının yetersiz ve güçlendirilebilir olduğuna karar verildikten sonra güçlendirme projesi alternatifleri hazırlanır. Bu projeler teknik heyetler tarafından incelenir. Projeler içinden deprem dayanımı yüksek ve ekonomik olan detaylı bir şekilde hazırlanır ve uygulamaya gönderilir.

Projesi hazır olan güçlendirme işinin de tecrübeli ekipler tarafından yapılması tercihimiz olmalıdır. Çünkü birçok özel imalat söz konusudur.

Site şeklindeki özel yapıların güçlendirilmesi ekonomik ve kullanışlı olmaktadır ancak aynı durumu bitişik nizam yapılar için söylemek biraz zor. Bu nedenle bu tip imar adaları için bir an önce kentsel dönüşüm kanunlarının çıkması gerekir.

Kamu kurumlarının da binalarının acilen deprem dayanımlarının belirlenmesi ve gerekli çalışmaların yapılması gerekir. Olası bir depremden sonra kesintisiz hizmet veren kamu binalarının değeri para ile ölçülemez.

Binalarımızın sağlam olduğunu söyleyerek veya düşünerek ancak kendimizi kandırırız depremi değil…