Van’ı unutmuyoruz ve unutturmuyoruz. Çünkü yaşanılan o acıları, ülkemizin herhangi bir yerinde bir daha yaşamak istemiyoruz. Bu anlamda acılarımızı taze tutmak, tedbir ve icraatta sürekli faaliyette olmamızı sağlayacaktır.

Van da yapısal hasar anlamında basına yansıyan son durum kısaca şöyle görülüyor:

  • Van Merkez’de, Edremit ve Erciş İlçelerinde, 28 bin 532 bina yıkılmış ya da ağır hasarlıdır. Bu binalar yıkılacaktır.
  • 11 bin 317 bina orta hasarlıdır. Bu binaların yeniden sağlıklı bir şekilde kullanılmaları için güçlendirilmeleri yani tedavi edilmeleri gereklidir.
  • 43 bin 407 bina hafif hasarlıdır. Bu binalar onarım çalışmaları ile kullanılabilecekler.
  • Hasarsız bina sayısı ise 28 bin 453.

 

Bu rakamları ve içinde bulunulan durumu dikkatli değerlendirmek gerekir. Yıkılmış ve ağır hasar görmüş binalar için kesin sonuçlar değişmeyecektir. Yani bu binaların yıkılarak enkazları kaldırılacak ve yenileneceklerdir. Yenilenmesi gereken bina sayısının yaklaşık 30 bin olduğu düşünülürse, üzerimizdeki yükte daha rahat anlaşılacaktır.

Binaların hasar düzeyinin tespit edilmesinde hızlı yöntemler kullanılmıştır. Doğal olan da budur. Çünkü onbinlerce binayı ancak bu şekilde tarayabilirsiniz. Orta hasarlı bu binalarda bundan sonra deprem dayanımının tespiti ve gerekiyorsa güçlendirme çalışmaları yapılacaktır. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, her orta hasarlı bina güçlendirilemeyebilir. Bunun nedeni, güçlendirme maliyetidir. Eğer güçlendirme maliyetiniz, yeniden yapım maliyetinin yaklaşık %40’ını aşıyorsa, bu tip binalara da güçlendirme tavsiye edilmemektedir. Henüz bu tip bina sayısı bilinmiyor. Bu da şu anlama gelir, devletin yükleneceği maliyet gün geçtikçe artacaktır.

Hafif hasarlı olarak tespit edilmiş binalarında mutlaka deprem dayanımlarının belirlenmesi gerekir. Çünkü binanın depremi bir şekilde hafif hasarla atlatmış olması demek, o binanın deprem dayanımının yeterli olduğu anlamını taşımaz. Hafif hasarlı binalarında birçoğunun güçlendirme ihtiyacının olacağı bir gerçektir. Bu durumda yine devlete yansıyacak maliyetlerin artacağı anlamını taşımaktadır.

Yapısal bu problemlerin hepsi ancak para ile çözüm bulmaktadır. Bu da geçmiş depremlerden sonra olduğu gibi ekonomik zorluklar yaşamamız anlamına gelmektedir. Bu durumun bir son bulması gerekiyor. Ekonomi uzmanlarının yıllarca uğraşıp bir noktaya taşıdığı ülke ekonomisi, bir anda oluşan bir depremle alt üst olabiliyor. Bunun önüne ancak deprem dayanımı yüksek yapılarla geçebiliriz.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yapıların yenilenmesi konusunda önemli çalışmalar sürdürüyor. Çalışmalar için konulan hedef tarih 2023. Ancak bu tarih birçok şey için çok geç olabilir. Hâlbuki bakanlığın koyduğu bu tarihten çok daha önce kentsel yenilenme anlamında önemli mesafeler alabiliriz. Bu da ancak yerelde ortak çalışmalarla mümkündür. Ağzımızdan düşmeyen ama çok az babayiğidin yapabildiği, “taşın altına elimizi koymak gerek” sözünü yerine getirebilirsek, insanlık adına, memleket adına, hizmet adına bir çivi çakmış oluruz.

Elazığ kendi sorununu kendisi çözebilecek, fiziksel ve bilimsel alt yapıya sahip bir şehirdir. Tek ve en önemli eksiğimiz bir araya gelmektir. Bu konuda başı çekmesi gereken makamlar herkesin bilgisindedir.

Olan her deprem ülkemizin geleceğinden çok şeyler götürdü, olası her deprem gerçekleştiğinde de bu gidişle sonuç değişmeyecektir. Yapıların yenilenmesi ile sadece evimize ve ailemize sahip çıkmış olmayacağız, her şeyden öte ülkemize sahip çıkmış olacağız. Gelin hep beraber ülkemize gerçek anlamda sahip çıkalım…