Türkiye’nin hemen bütün illeri deprem tehdidi altındadır. Bu nedenle daha öncede yazılarımızda belirttiğimiz TÜDES’in (Türkiye Deprem Stratejisi) acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde depremle ilgili çalışmaların çoğu, depremden sonra yapılması gerekenler hakkındadır. Maalesef aynı eksiklik ilimizdeki çalışmalarda da mevcuttur. Çalışmaların çoğu depremden sonra acil kurtarma, sağlık, güvenlik ve barınma gibi konuları oluşturmaktadır. Mutlaka bu konularda büyük önem arz etmektedir. Ancak şunu kabul etmeliyiz ki, yıkıcı bir deprem karşısında (Ceyhan’da, Bingöl’de, Gebze’de ve Kocaeli’de olduğu gibi) önüne geçilemeyecek büyük eksiklikler ve dolayısıyla sıkıntılar oluşacaktır. Bu sıkıntılar, Başyurt-Karakoçan Depremi gibi küçük ölçekli bir depremde bile, yetkililerin ilgisine ve vatandaşlarımızın anlayışına rağmen yaşanmıştır. Ülkemize yakışacak davranış, yıkıcı depremlerden önce yapısal tedbirler almaktır.

Yıkıcı depremlerden önce yapısal tedbir alınması hususunda en önemli çalışma İstanbul için yapılmaktadır. Çünkü önümüzdeki 30 yıl içerisinde İstanbul da Rihter ölçeğine göre 7.0 ile 7.9 ölçeğinde büyük bir deprem olma olasılığı %62 olarak tespit edilmiştir. Benzer şekilde büyük ölçekli bir deprem riski Elazığ bölgesi içinde geçerlidir. Olası depremden önceki yapı güvenliğini artırma çalışmaları mantıklıdır. Ancak bu çalışmaları hiç gündeme almadan(!) sadece deprem sonrasına odaklanmak beyhude bir emekten ibaret olacaktır.

Olası deprem meydana gelirse, hazırlıklıyız demek kolay ancak depremden önce deprem dayanımı düşük, çok büyük bir yapı stokunun yenilenmesi çalışmaları için adım atmak oldukça zordur. Yapısal çalışmalar konusunda, birilerini beklemek ve takip etmek zorunda değiliz. Elazığ’ımızın öz kaynakları bu çalışmaların yapılması için yeterlidir. Kentsel dönüşüm konusunda Elazığ, Türkiye’ye ve Dünya’ya örnek ve öncü olabilir.

Kentsel dönüşüm ve yenileme çalışmaları, uzun soluklu ve büyük çaba sarf edilmesi gereken çalışmalardır. Bu çalışmalar, sadece depremle ilgili bir konu değildir. Şehrimizin ekonomisine ve güzelliğine önemli katkılarda bulunacaktır.

Mevcut yapıların birçoğunun deprem dayanımı düşük, yalıtım özelliği zayıf ve yıpranma katsayısı oldukça yüksektir. Kentsel yenilenme, bu yapıların tek tek yıkılarak yerlerine yenilerinin yapılması demek değildir. Her tarafı yol olan bir imar adasında yer alan tüm yapıların yıkılması, caddeler için gerekli alanlar terk edildikten sonra az sayıda, bir katında dört daire bulunan yüksek katlı depreme dayanıklı yapılar inşa edilmesidir. Bu çalışmalar için ilk önce belediye, eski yerleşim yerleri için yeni imar planları hazırlamalıdır. Yeni imar planları sayesinde TOKİ, kooperatifler ve özel sektör kentsel dönüşüm çalışmalarının önemli birer parçası olacaktır. Vatandaşlar dairelerini yenileyerek, hiçbir ücret ödemeden geri almış olacaktır. Yapılacak antlaşmalara göre belediyenin de elde edeceği daireler, önemli bir kaynak teşkil edecektir.

 

Ayrıntılara girmeden kentsel yenilenmenin sadece avantajlarını ifade edecek olursak;

  1. Yapılar yenilenerek, depreme karşı en mantıklı tedbir alınmış olacaktır,
  2. Vatandaşlarımız hiçbir ek ücret ödemeden evlerini yenileyeceklerdir,
  3. Eski mahallelerimiz tekrar eski canlılığını kazanacaktır,
  4. Belediye kira veya mülkiyet anlamında önemli gelirler elde edecektir,
  5. Mevcut binalardaki eksik yalıtımdan kaynaklanan, %70’lere varan ısı kaybı önlenecek, ülke ve aile ekonomisine önemli katkı sağlanacaktır,
  6. İnşaat sektöründeki böylesine ciddi bir canlılık, şehir ekonomisini geliştirecektir,
  7. Doğuda Elazığ, yaşam ve ticaret merkezi alanında cazibe merkezi haline gelmeye başlayacaktır,
  8. Olası yıkıcı deprem etkilerinden kaynaklı, devletin ve milletin zararları önlenmiş olacaktır.

 

Kentsel yenileme çalışmalarının, ayrıntılı ve uzun soluklu olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda var. Bunların gerçekleşemeyeceğini ifade edenler elbette olacaktır. Ancak hiçbir şey olası yıkıcı depremden sonra, evinin yıkılması, yakınlarının ölmesi, sakat kalınması, bir ömür boyu ruhsal bozukluk, salgın hastalık, açlık, imkansızlık, çadırda yaşam, işinden olmak, kışın dışarıda sabahlamak, kendi ellerinle yakınlarını enkazdan çıkarmak, bir gün önce insanlara ekmek kapısı olurken, bir gün sonra yemek kuyruğunda olmak kadar zor olamaz.

Türk Milleti, başarının ayrıntılara takılmadan, konunun ana fikrine odaklanmakta olduğunu bilmektedir. Bu bilinçle, inanıyoruz ki, depremle mücadele konusunda da en doğru adımlar atılacaktır. Elazığ, kentsel dönüşüm konusunda ülkemize örnek olacaktır.

“Yenilenen Elazığ; güzel Elazığ, modern Elazığ, büyükşehir Elazığ olacaktır.”