Kentsel dönüşüm, kentsel gelişmenin sosyal, ekonomik ve yapısal olarak yeniden ele alındığı ve kentteki sorunlu alanların sağlıklı ve yaşanabilir hale getirilmesi için yıkıp yeniden yapma, canlandırma, sağlıklaştırma veya yeniden yapılandırma için proje üretilmesi ve uygulama yapılmasıdır. Özetle kentsel dönüşüm bir kentin dokusun bozan sorunların giderilmesi anlamına geliyor. Literatürde farklı birçok tanıma rastlamak mümkündür. Ancak ülkemizde bu kavram, yapıların depremden dolayı yenilenmesi ile özdeşleşmiştir.

Ülkemizdeki her şehirde deprem dayanımı yetersiz yapı stoku neredeyse yapıların tamamını oluşturmaktadır. Haliyle kentsel dönüşüm denince akla ilk gelen binaların yenilenmesidir. Sadece binalar yıkılıp, yerlerine yenileri yapılırsa bunun adı kentsel dönüşüm değil, binaların yenilenmesi olur. Yine eski, deprem dayanımı yetersiz yapı stoku terk edilip, yeni yerleşim yerlerinde yeni binalar inşa edilirse bunun da adı kentsel dönüşüm değil, imara yeni yerler açma olur. Kentsel dönüşüm bir şehrin sosyal, ekonomik ve yapısal açıdan yeniden imarı özelliğini taşımalıdır. Bu nedenle kentsel dönüşüm planlamaları, her ilin yerel dinamikleri göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır.

Kentsel dönüşüm planlamaları, her mahalle için ayrı, mahallelerde her ada için ayrı yapılmalıdır. Kentsel dönüşümün yapısal çalışmaları oluşturan ayağı, titizlikle planlanmalıdır. Her ada için yapılacak yeni şehircilik ve imar çalışmaları, devletin sırtındaki maliyet yükünü hafifletecektir. Kentsel dönüşümde devlet müteahhide para ödememelidir. Bir imar adasında bulunan herkese yeni bir daire, eski dairesi karşılığında verilmeli, arta kalan daireleri satarak yüklenici kazancını sağlamalıdır. Bu sistem Elazığ’ın eski mahalleleri içinde oldukça uygundur.

Ülkemizde yapıların büyük çoğunluğu bitişik nizam, tek veya çift daireli konut tipi yapılardır. Bu yapıların tek tek yenilenmesi ekonomik ve çevresel sakıncalar oluşturmaktadır. Bu nedenle bir katında dört daire bulunan blokların yapılması en önemli tavsiyemizdir. Aynı kat planına sahip tek daireli 4 adet yapının kaba inşaat maliyeti ile dört daireli tek bloğun kaba inşaat maliyeti arasında ortalama %10 fark vardır. Bir katında dört daire bulunan simetrik ve rijit bina deprem kuvvetlerinden daha az etkilendiği için ekonomik olmaktadır. %10 inşaat sektöründe çok önemli bir miktardır.

Ekonomik kazanç sadece inşaat maliyetinde değildir. Binalar yenilendiği ve komşu daireler ortak duvarlar kullandığı için ısı yalıtımında ve dolayısı ile yakıtta da büyük miktarlarda tasarruf sağlanmış olacaktır.

Bir katında dört daire bulunan binaların inşası ile bitişik nizam binaların deprem sırasında maruz kaldıkları çekiçleme etkisi de bertaraf edilmiş olacaktır.

Eski yerleşim yerlerinde binalar arasında kalan bahçeler genellikle hurdalık olarak kullanılmaktadır. Kentsel dönüşümle beraber bu bahçelerden kazanılan alanlar yolların genişlemesi ve uygun boyuttaki kaldırımlar için kullanılacak olup yeşil alanların daha iyi değerlendirilmesine ve şehircilik açısından daha güzel bir çevreye dönüşmesine de katkı sağlayacaktır.

Elazığ mutlaka kentsel dönüşüm planlarının içinde yer almalıdır. Riskli deprem kuşağında bulunması ve deprem dayanımı yetersiz yapı stoku elbette en büyük gerekçelerimizdir. Ancak bugün gazetemiz aracılığı ile çok önemli, şimdiye kadar hiç değinilmemiş bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Şubat 2007 de meydana gelen Sivrice Depremlerini herkes hatırlayacaktır. Bu depremlerden sonra Elazığ da yaklaşık 200 adet yapı ağır ve orta hasar görmüştür. Yüzlerce yapı neredeyse yıkılmanın eşiğine gelmesine rağmen oturulması yasaklanan bina bilgisine rastlamıyoruz veya ağır hasarlı yapıların yıkıldığı hiçbir zamanda basında yer almadı. Demek ki, kayıtlara giren ve girmeyen yüzlerce beklide binlerce bina mezarlık olma adayıdır.

Hasarlı olduğunu bildiğimiz birçok binada güçlendirme yerine onarım tercih edilmiştir. Bu binaların sayısının hiçte az olmadığı düşünülürse Elazığ’ın ne derece risk altında olduğu anlaşılacaktır. Yakın çevremizde geçmiş yıllardan beri birçok deprem meydana gelmiştir. Binalarımızın maruz kaldığı bu deprem kuvvetlerinden dolayı, binaların taşıyıcı sistemlerinde ciddi bir yorulma söz konusudur. Elazığ, deprem riski taşıyan iller arasında bu saydığım sebeplerden dolayı ilk sıralardadır. Dolayısıyla kentsel dönüşümün ilk uygulanması gereken iller arasına Elazığ’ı almak, doğacak hasarların zararlarını azaltacaktır.

Elazığ’da yapı stokunun, depreme dayanıklı hale getirilmesi hepimizin sorumluluğundadır.  Kentsel dönüşümün gerekliliğini her ortamda ifade edelim.

Son Söz: Medeniyet seviyesi yüksek, gözünü yıllar sonrasına dikmiş, hedefleri ve büyük projeleri olan toplumlar, depremde en güvenli mekânları kendi evleri olan toplumlardır.