Ev satın alırken birçok kişinin aklına evin deprem dayanımı gelmiyor. Odaların büyüklüğü, balkonlar ve mutfak dolabı gibi detayların, sürekli evin deprem dayanımının önünde olduğu bilinen bir gerçektir. Ev satın alırken hiçte dikkat etmediğimiz bu husus, ancak bizim için yıkıcı bir depremden sonra önem kazanıp ve maalesef önemini birkaç ay içerisinde yitiriyor. Hal böyle olunca, depreme dayanıklı yapı, yapı denetimi ve kentsel dönüşüm gibi konulara gereken önemi vermeyen ilgililere de çok kızmamak gerekir. Bu konularda vatandaştan ısrarlı ve sürekli bir talep gelmeyince, ilgililerden de herhangi bir arz beklemek ne kadar yerinde olur takdirlerinize bırakıyorum.

Van-Erciş Depremlerinden sonra her yerde aynı soruyla karşılaşıyorum: “Evim depreme dayanıklı mıdır, şiddetli bir depremde yıkılır mı?” Aslında evinizin risk altında olup olmadığına sizde karar verebilirsiniz. Yapı ile ilgili önemli parametreleri gözden geçirerek, ne yapmanız gerektiğine karar verebilirsiniz.

Binanızın bulunduğu zemin yapının deprem davranışı için oldukça önemlidir. Sulu zeminler, dere yatağı ve dolgu zeminler deprem açısından risk unsurudur. Bunların yanında yüksek eğimli yamaçlardaki binalarda depremde önemli bir risk taşımaktadır.

Elazığ için binanızın yaşı, deprem dayanımı açısından oldukça önemlidir. Bu tarih herkesin düşündüğü gibi 1999 değildir. Afet Yönetmeliğinin değişmesi ve Marmara Depremleri yapı kalitesi üzerine etkisini maalesef anında göstermemiştir. Elazığ’da yapı denetimleri sistemli bir şekilde yaklaşık 2005 yılında başlamıştır. Bu tarihten önce yapılan yapılar da malzeme kalitesi ve işçilik açısından deprem riski taşımaktadır.

Binanızın bodrum katının olması deprem için bir avantajdır. 2005 yılından önce inşa edilmiş yapılarda kat sayısı da bir risk unsurudur. Yapının ağırlığı arttıkça depremde maruz kalacağı kuvvetler artmaktadır. Bu nedenle, deprem dayanımı yetersiz çok katlı yapılar riskli yapılardır.

Zemin katı dükkân olan yapılar, depremde risk altındadır. Çünkü dükkân katında bölme duvarlar yoktur ve bu katın dayanımı üst katlardan farklı olmaktadır.

Binanızda taşıyıcı sistem elemanlarının hasarlı olmaması gerekir. Çeşitli tadilatlar sırasında dükkân ve konutlarda kesilen veya tahrip edilen kolon ve kirişler ciddi riskler oluşturacaktır. Bu tür durumlar en kısa zamanda ilgililere ve uzmanlara bildirilmelidir. Binaya yapılmış, kat veya döşeme ilaveleri de yapınızın deprem dayanımını azaltacaktır.

Binanız bitişik nizam ise komşu binalarla kat seviyeleri aynı olmalıdır. Farklı olması depremde çekiçleme etkisi riskini gündeme getirecektir. Binalardaki çıkmalarda deprem dayanımını olumsuz etkilemektedir.

Bu saydığım olumsuzlukların bir veya birkaç tanesinin, belki hepsinin binanızda var olması, deprem riski altında olduğunuzu gösterir. Bu riskle ömür boyu yaşamak zorunda değiliz. Hele bu riski çocuklarımıza miras bırakmak büyük bir sorumsuzluk olur. Bu sorunun çözümü ancak yapıların yenilenmesi ile mümkündür.

Yapıların yenilenmesi sadece kurumların başarabileceği bir iş değildir. Buna millet olarak destek olmalıyız. Ülkemizin geleceği şahsi rantların gölgesinde kalmamalıdır. Yapıların yenilenmesi ve kentsel dönüşüme, beşikteki bebenin de, yetmişlik dedenin de ihtiyacı vardır. Bu konudaki samimi çalışmaları destekleyelim.

Önümüzdeki Pazartesi günü (19 Aralık) İnşaat Mühendisleri günüdür. Şimdiden tüm meslektaşlarımın bu özel gününü kutluyorum.