Bazı sözler, cümleler vardır, okursunuz veya duyarsınız hoşunuza gider. Ezberlersiniz, gerektiğinde kullanırsınız. Aradan bir süre geçer, o güzel sözü hiç kullanmamışsınızdır, tam yeri gelmiştir söylemek istersiniz ama aklınıza gelmez.

Bazı sözler, cümleler vardır, okursunuz veya duyarsınız hoşunuza gider. Ezberlemeye gerek yoktur, öyle derindir ki anlamı beyninizde, gönlünüzde yer bulur ve asla unutmazsınız. İşte böyle sözlerden birini lisans eğitimimde ekonomi dersi hocamdan duydum (kendisine bir ömür boyu sağlık diliyorum): “Her fikir muhteremdir ancak muteber değildir”, demişti.

Bu söz, nezaketi, sevgiyi, saygıyı ve hoş görüyü barındırdığı kadar doğruluğu, bilginin önemini ve dik duruşu da içinde barındırıyordu. (Sizlerde içeriğe ekler yapabilirsiniz.)

Bende bu sözden esinlenerek şöyle bir ifade kullandım: “Fikirler muhteremdir ancak teknik raporlar muteberdir”. Bu sözün oluşmasındaki ortam anlamındaki ilham kaynağım ise 10 Eylül Pazartesi günü Valilik Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıdır.

Elazığ Çevre Düzeni Planı ile ilgili bir istişare toplantısı düzenlendi. İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğümüzün katılım konusundaki gayretleri yine taktire şayandı ve yoğun bir katılım sağlanmıştı.

Toplantı Sayın Milletvekilimiz Şuay Alpay ve Sayın Valimiz Muammer Erol tarafından organize edilmişti. Bu toplantı şu anlamda çok değerlidir: Elazığ Çevre Düzeni Planı yapım aşamasında çok çok zayıf kalsa da, bu durumu Elazığ gönüllüleri resmi itirazlarla askıda oldukça gidermeye çalışmıştır. Özellikle 1/25.000 lik planlar hazırlanırken doğru ve birlikte hareket etme adına toplantı faydalı geçmiştir.

Toplantıya katılan tüm ilgililer, bu planın Elazığ’ın geleceğini doğrudan ilgilendirdiğini kabul ve ifade etmişlerdir. Birçok kişi konu ile ilgili fikirlerini ifade etmişlerdir. Bu fikirlerin raporlar haline dönüştürülmesi gerektiği toplantının ortak kanaati ve sonucunu oluşturdu.

Birçok platformda ifade etmeye çalıştım ve belki bu anlatacağım konu Elazığ’da bir sosyal vaka düzeyinde olabilir (sosyolokları göreve davet ediyorum). Birçok insan kafasından geçen her şeyin bir proje olduğunu ve bunu bir tek kendisinin düşündüğünü zannediyor.

Yanlış anlaşılmasın olumsuz, yıkıcı bir eleştiri manasında söylemiyorum. Bir fikrin proje olabilmesi için, ilgili veriler toplanmalıdır. Bu ilgili verilerin, teknik ekipler yardımıyla analizleri yapılmalıdır ve yorumlanmalıdır. Sonuç ortaya konulmadan GZFT Analizi (güçlü yönler, zayıf yönler, fırsatlar ve tehditler) yapılmalıdır.

Güçlü yönler ağır geliyor ve uygulanabilecek bir proje olduğuna karar verilirse, bu projenin raporu yazılmalı ve görsel hale getirilmelidir. En son olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

“Benim aklıma bir şey geldi, bu yapılsa bence iyi olur”, demekle olmaz. Bu memleketi seven, memleketimizin geleceğine katkı yapmak isteyen herkes, fikirlerini olgunlaştırmalı, ilgili mesleklerden destek almalı ve bir rapor haline getirmelidir. Bilimde en değerli öğeler verilerdir. Veriler olmadan ne sosyal, ne sağlık ne de fen alanlarında çalışma yapmak mümkün olamaz.

Memleketimizin faydasına olacak her fikre saygılıyız ancak bu fikirlerin dikkate alınması için uzun çalışmalar kesinlikle şarttır. Dikkate alınacak olanlar, birkaç cümleden ibaret fikirler değil, fen ve teknik kurallar kullanılarak hazırlanmış raporlardır. Bu gerçeği de başlıkta olduğu gibi şöyle ifade ettim: “Fikirler muhteremdir ancak teknik raporlar muteberdir”.

Bu değerli toplantı vesilesi ile kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşlarını ve ilgili her şahsı, Elazığ’ımızın geleceğine yön verecek, alt yapısı sağlam, teknik veriler ışığında ve ayağı yere basan projeler hazırlamaya davet ediyorum…