Şehirlerin birçok yönü ve dolayısıyla çözülmesi gereken birçok problemi var. Bir problemi sadece dile getirip, merkezi yönetime sunmak çokta insaflı olmasa gerek. Üstelik sürekli başvurduğumuz bu yöntem bizi sonuca da götürmemektedir. Burada bahsettiğim problemler, yoldaki çukurlar veya bir kavşak düzenlemesi gibi anlık değil, bir şehrin geleceğini şekillendirecek, ticaret hayatı, sanayi, turizm, kültür, kentsel dönüşüm, afetler ve alt yapı gibi kemikleşmiş problemlerdir. Sadece eleştirmekle çözüme gidemeyeceğimizi, çözümün; eleştirdiğimiz konuya ilk önce bir çözüm projesi önermemizde saklı olduğunu fark ettiğimiz ve uyguladığımız gün Elazığ ve Türkiye için çok önemli bir adım atılmış olacaktır.

Mersin Üniversitesi’nde düzenlenen, 18-20 Ekim 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilen, 2. Ulusal Katı Atık Yönetimi Kongresi, kentlerin önemli bir problemi olan katı atık yönetimini akademik ve sivil anlamda masaya yatırmıştır. Sürekli dile getirilen veya duyduğunuz; “Çin çöpten para kazanıyor”, sözlerinin belki de gerçekliği ortaya çıkıyordu. Türkiye’nin birçok yerinden araştırmacı, belediye yetkilileri, sanayiciler ve birçok katılımcı kongreyi ilgi ile takip ettiler.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden gelen bir grup araştırmacının sunumu kongrenin ana temasını tam anlamıyla yansıtıyordu. Eskişehir de Büyükşehir Belediyesi yetki alanındaki bütün mahallelerin katı atık kompozisyonu belirlenmişti. Katı atıklar, kağıt, cam, plastik, gıda artığı, metal ve kül gibi gruplara ayrılmıştı. Tüm bu malzemelerin geri dönüşümle ekonomiye kazandırılabileceği vurgulandı ancak Türkiye bu ekonomik getiriyi çöplerini yakarak göz ardı etmektedir.

Ülkemizde azda olsa birkaç bölgede çöplerin geri dönüşümü ile ilgili ciddi adımlar atılmıştır. Katı atıkların bertaraf edilmesi geri dönüşüm şeklinde yapılmalıdır. Özellikle şehirler için çöp miktarları düşünüldüğünde bu konunun önemi kendini ortaya koymaktadır. Çünkü her atık çeşidi için, kağıt, cam, kül, plastik, metal ve gıda gibi ana grupların geri dönüşümü demek, o şehir için farklı sanayi kolları demektir. Bu sayede şehirlerin sanayi gelişimi ve dolayısıyla bir nebze de olsa işsizliğin çözümü demektir.

Katı atıkların geri dönüşümü söz konusu olduğunda en büyük problem çöplerin gruplandırılmasıdır. Çevre bilinci kazandırılarak, her birey bu sorumluluğa ortak edilebilir. Mutlaka kolay olmayacaktır fakat imkânsız değildir. İnsanlar çöpleri gruplandırmanın faydasını yaşadıkça bu konuda daha da duyarlı hale geleceklerdir. Tonlarca camın, plastiğin ve kağıt gibi atıkların yakılarak bertaraf edilmesinin kimseye faydası olmadığı gibi dumanının ekolojik dengeye ciddi bir zararı vardır. En kısa zamanda ilgili kurum ve kuruluşların ortak çalışmalarının ve projelerinin başlaması, zararın bittiği kârın başladığı noktadır.

İsrafın haram olduğu inancını taşıyan bir millet olarak, kazanılması mümkün değerleri çöp olarak yakmak inancımızla da örtüşmemektedir. Bu konuda yapılacak çalışmalara, her birey, hem insanlığın hem inancın gereği olarak destek olmalıdır. Bu konuda yeterli açıklama ve ikna çalışmaları yapılırsa, herkesin üzerine düşeni yapacağı kanaatindeyim.

Sadece üniversitelerdeki ilgili öğretim üyelerinin değil genel konularda, kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının da kongre ve sempozyumları takip etmeleri gerekir. Çünkü bu tür çalışmalar, bilgi, birikim ve tecrübenin buluştuğu alanlardır. Gelişmeleri bünyesine uygun ve ilk önce adapte eden bireyler, şehirler ve ülkeler başarılı olacaklar ve kazanacaklardır.

Elazığ, ticari, sosyal, kültürel ve coğrafi konumu gelişmeye en uygun şehirlerimizden biridir. Bu avantajları değerlendirmek ve uygulamaya koymak, bu şehirde yaşayan veya yaşamayan ama Elazığ Sevdalılarının işidir.

Yeter ki, gönüller, eller, idealler, hayaller ve sermayeler birlik olsun…