Mühendislik tarihi merak ile başlar. İnsanoğlunun merak duygusu, çevresindeki malzemeleri ve aletleri tanımasını, beynini ve gücünü kullanarak elindekilerle, toplumun ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamıştır. Mühendisler tarihin ilk devirlerinden itibaren barınak, sulama kanalı, köprü, yol ve sellerden korunma setleri gibi birçok yapı oluşturmuşlardır. Bu nedenle, tarihte önemli rol oynayan tüm devletlerde, mühendisler hükümdara yakın kişiler olmuşlardır. Uygarlıkların gelişmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır.

Sümerler, dünyanın ilk mühendislik uygulamalarını oluşturan kanallar, tapınaklar ve surlar inşa etmişlerdir. İlk plan ve inşaat uzmanları Eski Mısır Uygarlığında ortaya çıkmıştır. Bu ilk mühendisler, devlet içerisinde çok önemli konumlara gelmiştir. Romalı mühendisler, sulu harcı geliştirmişlerdir. Ayrıca vinç ve taşıyıcı birçok makine tasarlamışlardır. Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarının yaptırdıkları camiler, köprüler, kervansaraylar ve birçok yapı yüzyıllara meydan okuyarak hala ayaktadır.

Yapılarla ilgili örnekleri çoğaltmak mümkündür. Aynı şekilde insanlık tarihi ile beraber deprem hasarlarına da örnek vermek mümkündür. Bu nedenle bilinen ilk yazılı kaynaklardan bugüne, yapı inşası depremden bağımsız ele alınmamıştır, alınamaz. Tarihte bu duruma en iyi örneklerden biri Hammurabi Kanunlarıdır.

Hammurabi Kanunları, M.Ö. 1760 yılı civarında Mezopotamya’da oluşturulmuş, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı kanunlarından biridir. Babil Kralı Hammurabi’nin çeşitli meselelerde verdiği kararlar, Esagila Tapınağı’na dikilen bir taş üzerine Akatça Dili’nde yazılmıştır. Yaklaşık iki metrelik silindirik bir taşın üstüne çivi yazısı ile yazılmış olan kanunlar tam 282 maddedir. Yapılarla ilgili maddeler şöyle sıralanabilir:

 

  • İnşaat işiyle uğraşan kişi, birisi için ev yaptığında işini sağlam ve yeterince eksiksiz yapmazsa; inşa edilen ev, bu nedenle bir gün yıkılıp ev sahibinin ölümüne yol açarsa, evi yapan kişi ölüm cezasına çarptırılacaktır.
  • Evin yıkılması ev sahibinin oğlunun ölümüne yol açarsa, bu seferde evi yapan kişinin oğlu ölüm cezasına çarptırılacaktır.
  • Ev sahibinin kölesi ölürse, evi yapan kişi ev sahibine köle vermekle yükümlüdür.
  • Ev sahibinin herhangi bir eşyası hasara uğrarsa, evi yapan kişi bunu ödeyecek, ayrıca işine özen göstermediğinden ve evi yeterince sağlam inşa etmediğinden ötürü evin yıkılmasına yol açtığı için kendi imkânlarıyla yeni bir ev inşa edecektir.

 

Hammurabi’nin sözleri elbette günümüz hukuku açısından tartışmaya açıktır. Bizi ilgilendiren yapı konusunun ele alınmış olmasıdır. Depreme dayanıklı yapılar hakkında sınırsız kaynak mevcuttur. Ancak hepsinin oluşturmak istediği yapıyı tek kelime ile özetlemek mümkündür: “SAĞLAM yapı”. Sağlam kelimesi, içerisinde çok önemli durumları ve ayrıntıları barındırmaktadır.

Günümüzde çok önemli mühendislik yapıları inşa edilmektedir. Dubai’de 4 Ocak 2010 da tamamlanan Burç Halife Binası, 160 katı kullanılan 828 metre yüksekliğinde dünyanın en yüksek yapısıdır. Köprüler artık birçok farklı teknikle inşa edilmektedirler. Asma köprüler, gergili ve konsol köprüler ileri yapı teknolojisinin önemli ürünleridir. Tüneller, barajlar, alt yapı projeleri gibi birçok mühendislik harikası saymak mümkündür.

Bütün bu anlatılanlar, mühendisliğin önemini, geldiği noktayı, hayatımızdaki yerini az da olsa gözler önüne sermektedir. Yapı teknolojisi gurur verici bir seviyededir. Ancak bu özel ayrıntıların yanında genel durumu da doğru değerlendirmek gerektiği kanaatindeyim. Ülkemizdeki ve diğer ülkelerdeki yapıların önemli bir çoğunluğunu konut tipi yapılar oluşturmaktadır. Türkiye de geçmişten günümüze mühendislik hizmeti görmemiş veya mühendislik hizmeti yeterli olmayan yapıların oranı, her depremden sonra ortaya çıkmaktadır. Deprem zararlarının azaltılmasında şu andan sonra yapılabilecek en önemli çalışmalardan biri yapı denetimidir. Yapı denetimi sayesinde, deprem dayanımı yetersiz yapı stokunun artışının önüne geçilecektir. Daha sonra mevcut yapı stoku için kentsel dönüşüm çalışmaları yapılmalıdır.

Gelişmenin, başarının ve büyümenin, teknik anlamda şu sözde gizli olduğuna inanıyorum: “Teknoloji dünyasının ne kadar ileride olduğu değil, bizim teknoloji dünyasının neresinde olduğumuz önemli. ”