İyi ve kaliteli bir yapı imalatı için, proje, imalat ve kontrol en önemli unsurlardır. Mükemmel bir proje ancak iyi bir denetim eşliğinde uygulamaya geçirilirse hayat bulur. Ülkemiz proje ve imalat hatalarının, denetim eksikliklerinin cezasını her yıkıcı depremde yaşamıştır. Projedeki ve imalattaki eksiklik ve hataların önemli bir bölümünün, denetim eksikliğinden kaynaklandığını söylemek yerinde olacaktır.

2011 yılı ile beraber ülke genelinde hayata geçirilen yapı denetimi, yapılarımızın depreme karşı güvenli imal edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Elbette eksiklikler vardır ancak bir yerden başlamak gerekliydi. Aksaklıklar ifade edilmeli ama yapı denetim sistemi tamamen hatalı veya işlemiyormuş gibi davranmaktan da kaçınılmalıdır.

Yapı denetiminde gözden kaçabilecek bazı hususları hatırlatmak yerinde olacaktır. İfade edeceğim bu eksiklikler, dalında uzman meslektaşlarımızla yapılan bir çalışmanın ürünüdür. 5-7 Ekim 2011 tarihleri arasında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, Sürekli Eğitim Merkezi’nde 8. Ulusal Beton Kongresi düzenlendi.

Kongrenin ev sahipliği İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından yapıldı. Beton, özel betonlar, durabilite (dayanıklılık) ve yapı denetimi üzerine çok güzel sunumlar gerçekleşti. Özellikle son yıllarda önem kazanan betonun durabilitesi (çevre şartlarına ve kimyasal etkilere dayanıklılık) birçok bilimsel araştırmanın temel konusu idi. Durabilite konusu bu kadar çok işlenince bunun uygulamaya bakan yüzünü açıkça ortaya koymak gerekir.

Günümüzde bir betonun sağlamlığı (dayanımı) ne kadar önemli ise, dış çevre şartlarına dayanıklılığı da o kadar önemli olduğu bilinmektedir. Bir beton daha prizini aldığı (sertleştiği) ilk saatlerde kontrol dışı çatlamaya başlarsa veya maruz kaldığı kısa süreli donma-çözülme tesirleri altında yıpranıp dayanım kaybına uğrarsa, o zaman durabilite konusunda gözden geçirilmesi gereken çok nokta vardır demektir.

Dayanımı yüksek bir beton kadar, durabil (dayanıklı) beton üretmekte inşaat sektörünün temel hedefleri arasındadır. Sadece özellikleri uygun bir beton üretmek yeterli değildir. Bu betonun kalıba rahatça yerleşmesi için uygun pas payları mutlaka bırakılmalıdır. Sonrasında beton kurallarına uygun olarak sıkıştırılmalı ve prizini aldıktan sonra mutlaka sulanmalıdır (kür edilmelidir).

Betonarme elemanlarda pas payı olmaması veya yetersiz olması halinde, dış çevre şartlarından ve kimyasal etkilerden betonun içindeki donatıyı (demiri) korumak mümkün değildir. Donatı beton içinde çürürse deprem esnasında bu durum, savaş sırasında tüm askerlerinizin savaşmadan yok olması anlamına gelir. Belki önemsiz bir detay gibi görünen pas payı, yapı denetim firmalarınca büyük bir hassasiyetle denetlenmelidir. 8. Ulusal Beton Kongresine katılan bütün araştırmacıların ortak kanaati bu yöndedir.

Beton donatı koruyuculuğu vazifesinden dolayı ayrı bir önem daha taşımaktadır. Bu nedenle, yapı denetim firmalarının betonda pas payı, sıkıştırma ve kür konusunda daha hassas ve belgeli çalışmaları bu konudaki ortak kanaati oluşturmuştur.

Kongre sonunda ortaya çıkan önemli sonuçlardan biride inşaatta çalışan kalfa ve ustaların bilinçlendirilmesidir. Özellikle oda-üniversite iş birliği çerçevesinde düzenlenebilecek seminerler, hem meslektaşlarımızın hem de usta ve kalfalarımızın daha bilinçli hareket etmelerini sağlayacaktır. Meslek içi eğitimlerdeki hedef; mühendisinden işçisine her çalışanın, aynı zamanda bir denetmen gibi sürekli yapımı sorgulamasını sağlamaktır.

Denetimlerde çalışan teknik elemanların sorumluluğu oldukça ağırdır. Denetledikleri yapılardan kanunen 15 yıl, vicdanen ömür boyu sorumludurlar. Sağlam inşa edilen her yapı, ülkemizin yükselen geleceğine konulmuş bir tuğladır.

Ülkemizin geleceğini hep beraber sağlam inşa edelim…